birinci çoğul şahıs kullanımının memlekette oldukça problemli olduğunu pek çok kişi gözlemliyor (örneğin atgotten), zaten fatih terim günlerinden beridir bir büyüklenme, bir "ben ve maiyetimdekiler," bir "ben ve diğer kişiliklerim" havası yayılmaya çalışıldığının da farkındayız.
ama bir birinci çoğul şahıs olayımız daha var. en sık olarak garsonlarda rastlanıyor: "içki alır mıyız?" insan elinde olmadan bir irkiliyor, "sen iç hocam, ben çalışacağım akşam," diyesi geliyor. ama garsonların bir anda masaya oturuverip muhabbete dahil olacakmış hissini uyandıran, gelgelelim bu hissin uyandırması gereken samimiyet hissini tepetaklak edip araya tuhaf bir mesafe sokuşturuveren repliğiyle bitmiyor iş.
doktorlar da var. "gaytamızın rengi nasıl?" diye sorabiliyorlar. roma'da mıyız, aynı kaba mı yapıyoruz, belli değil; müthiş bir renk yakaladık elbirliğiyle de onunla mı kıvanıyoruz, o da belli değil.
ama yazarlar da var. arka kapaktan bakan. "içimizdeki sevgiyi sır gibi sakladığımız bu yalnızlıktan örülü dünyada" - ne münasebet? nerden bu tanışıklık? nerden malum? nasıl bir egodur yani, sen saklıyorsun diye herkesin sakladığını kesinleyebiliyorsun? belki senden saklıyorlar, yıvışık olduğun için?
zorla birlik olma, beraber olma, kendini gruba katıştırma günleri.
birinci çoğul şahıs kullanımı denilince aklıma her nedense yazıda sözü edilen kimseler gelmiyor, ilk olarak walter benjamin geliyor, ardından tanpınar'ın gazete yazıları.
YanıtlaSilbirinci tekil şahıs kullanımı, günlük hayatta değil, okuduğum yazılarda ilginç biçimde bana iyi geliyor. üyesi olduğum ama varlığından haberdar olmadığım bir ailem varmış gibi hissettiriyor. ummadığın bir anda beni özlemiş, bana sımsıkı sarılan insanlar, özellikle kış gecelerinde birinci tekil şahısla cümle kuran yazarları dikkatle okuyor olmamın ne türden psikanalitik çıkarımlar yaptıracağına hiç girmemeliyim.
bunu hep birlikte yapalım istiyorum, birinci tekil şahıs, ikinci tekil şahıs kullanımının tavan yaptığı kitapları hep birlikte okuyup, üzerine konuşabilir miyiz? o günler de gelir mi kaptan? biz, olabilir miyiz?