1)Edebiyat editörü, edebi bir metne müdahale eder mi? Yazardan ne tür sebeplerle, ne tür değişiklikler yapmasını ister? Neden ister?
Elbette eder. “Edebi metin”, kutsal ve dokunulmaz bir vahiy metni olmadığı gibi, ayrıştırılabilir bazı mekanizmalara sahiptir. Dolayısıyla bir metnin aksamasından söz edilebilir. İyi bir editör, bu mekanizmaların işleyişi hakkında bilgi ve deneyim sahibidir; bu aksamaların giderilmesi için yazara yardımcı olur. Buradaki hassas nokta, editörün, metni kendi yazmaya kalkmaması, metnin düzeltilmesindeki yaratıcılık payını yine yazara bırakması gerektiğidir.
2)Edebiyat editörü, birkaç yıl sonrasının edebi eğilimlerini öngörerek mi hareket eder? Öyleyse hangi ölçütlere dayanarak ya da ne tür verilerle bu tür bir öngörüye sahip olur? Bu öngörü yalnızca çeviri seçimleri mi etkiler, yoksa yayınevinin birlikte çalıştığı yazarlara, öngörüleri çerçevesinde sipariş verir mi?
Bazı durumlarda, evet, gerçi bu süre genelde birkaç yıl sonrası olmaz, en çok bir yıl sonrası olur. Bu, bir editörün okuyucu eğilimlerini ne kadar iyi saptayabildiğine bağlıdır ve genelde hata payı yüksek olur. Bunun nedeni, her kitabın aslında kendi içinde bir marka olması ve bir kitaptan diğerine genelleme yapmanın zor olmasıdır. Yani örneğin Tuna Kiremitçi’nin ilk romanı çok sattığında, “yirmi yaş altı gençlerin aşk ilişkileri ve kürtaj konusu çok satıyor” diye genelleyip bu konuda bir kitap sipariş ettiğinizde başarılı olma şansınız yüksek değildir. Hatta “Tuna Kiremitçi çok satıyor” diye genellediğinizde bile aynı başarıyı elde edemeyebilirsiniz.
Çeviri konusunda da farklı nedenlerden kaynaklanan benzer riskler vardır. Fransa’da çok satan bir kitap Türkiye’de hiç satmayabilir.
3)Edebiyat editörü ve menajer ilişkisi nedir?
Yazarların aynı zamanda tüccar olmalarını gerektiren yayıncılık piyasasında bazı yazarlar, yayınevleriyle iş ilişkilerini kendi adlarına başkalarının kurmasını yeğleyebilir, araya mesafe koymayı isteyebilir. Yabancı dillere çevrilme konusunda bir profesyonelin tanıtım işini üstlenmesini isteyebilir. Menajer, yazarını ve kitabını iyi tanımak ve doğru müşteriye doğru tanıtarak yazarının kariyerini ve maddi çıkarlarını korumakla yükümlüdür.
4)Bir edebiyat metninin yayımlanması ya da yayımlanmaması yönündeki karar için kullanılan ölçütler nelerdir?
Çok çeşitli ölçütler söz konusudur. Satış şansı bunların başında gelir elbette, ama kimi zaman yayınevine kazandıracağı prestij, aynı yazarın ticari anlamda başarılı diğer kitaplarını yayımlayabilmek için daha marjinal kitaplarının da yayımlanmasını kabul etmek gibi etkenler olabilir. Bazı yayıncılar, iyi olduğuna inandıkları bir kitabı, satma şansının düşük olduğunu bile bile yayımlamayı göze alır.
5)Edebiyat editörünün ideolojik konumları metin seçimini nasıl etkiler? Etkilemeli midir?Neden?
Bu yayınevinin yayın politikasına bağlıdır. Bir yayınevi kendini ideolojik yelpazede konumlamış olabilir, bu nedenle kendi konumuyla uyumlu kitapları seçebilir; başka bir yayınevi ideolojik anlamda çoğulculuğu yeğleyebilir ve metin kalitesini önde tutabilir, dolayısıyla diyelim ki hem “laikçi” hem de “İslamcı” yazarları yayımlayabilir.
6)Bir edebi eserin reklamı nasıl yapılır? Yazar reklamı ile kitap reklamı birbirnden ayrı düşünülebilir mi?
Kimi zaman yazar ve kitap birbirini destekler, kimi zaman yazar, kitabının başarısına sekte vurabilir. İmaj yönetimi ve paketleme burada çok önemlidir. Bu konuda kesin kurallar yoktur, ama her kitap için hangi mesajın, hangi mecranın hangi görsel bütünlük oluşturularak kullanılacağını doğru saptamak gerekir.
7)Edebiyat editörlüğü bir meslek midir? Öyleyse yeterlilikleri nelerdir?(Bir editörün sahip olması gereken donanım ve özelikler) Bir meslekse, bu mesleğe ilişkin kavramsal bir eğitim söz konusu olabilir mi? (Örneğin;üniversitelerde "Edebiyat Editörlüğü Bölümü" açılmalı mıdır? Böyle bir bölümün öğrenim içeriği nasıl olmalıdır?)
Bir meslek sayılabilir. Bir editörün dili çok iyi kullanıyor olması, çok ve çeşitli okuması, edebiyat kuramlarına aşina olması, klasikleri, modernleri, çağdaşları hem dünya edebiyatında, hem de kendi ülkesinin edebiyatında iyi bilmesi gerekir. Bir metni oluşturan unsurları ve bunların bir bütünlük içinde nasıl çalıştığını, bunların nasıl manipüle edilebileceğini biliyor ve uygulamaya dökebiliyor olması gerekir. Dolayısıyla hem kuramsal, hem de pratik bir bilgi ve beceriden söz edilebilir. Bu haliyle bir “bölüm” açılması fazla iddialı olabilirse de, birkaç farklı ders verilebileceği düşünülebilir.
8)Bir edebiyat editörü için "yetenekli yazar" tamlaması ne anlama geliyor? Bir edebiyat editörü aynı zamanda bir yetenek avcısı mıdır? Edebiyat dergilerini takip ederek, genç yazarları takip eder ve onlara teklif götürür mü?
Tanımlaması zor; bir yandan yazarın kendine özgü bir dil ve kurgu dünyası oluşturması önemlidir, ama bir yandan da bir edebiyat geleneğine eklemlenmesi de önemlidir. Editörlerin en mutlu olduğu anlardan biri, üzerinde çalıştıkları metnin potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkardıkları ansa, bir diğeri de adı duyulmamış bir yazar adayının müthiş ilk kitabıyla karşı karşıya olduklarını anladıkları andır. Edebiyat dergilerinin yeni yazarlara yer verdiği ölçüde, dergi izlemek önemli olur. Bugün için Türkiye’de edebiyat dergilerinin bu işlevi oldukça zayıflamış durumdadır. Buna karşın internet ve bloglar ortaya çıkmıştır.
9)Bir edebiyat editörü satışının düşük olacağını bildiği, ancak yayımlanması gerektiğine inandığı metinleri yayımlamak için ne tür stratejiler kullanır?
Stratejiden kasıt, kitabın piyasaya nasıl sürüleceği, tanıtımının nasıl yapılacağıysa: iyi metin peşinde olan,iyi metin açlığı çeken okurların alışkanlıklarına ve duyarlılıklarına seslenmeyi bilmelidir. Örneğin Hürriyet’in Pazar Keyif ekine değil, Radikal’in Kitap ekine ilan vermelidir. İlanını bir bestseller ilanı gibi değil, metnin kalitesini ve çarpıcılığını, edebi anlamda ciddiyetini vurgulayacak şekilde tasarlamalıdır.
10)Bir edebiyat editörü eline gelen bir metnin ne kadar satacağına ilişkin bir tahminde bulunabilir mi? Nasıl?
Bulunur ve genelde çuvallar. Yayıncılık tarihi görkemli çuvallama hikayeleriyle doludur, örneğin Harry Potter çok sayıda yayınevinden reddedilmiş, en sonunda kitabı kabul eden yayıneviyse yalnızca 1500 adet basmıştı. Bkz. 2. soru.
11)Bir edebiyat metninin edebi niteliği ile satışı arasında bir ilişki var mıdır? Varsa nasıl bir ilişkidir?
Kabaca, ne kadar edebiyse o kadar az satar. Ne kadar uzun cümle kullanıyorsa o kadar az satar. Ne kadar çok noktalı virgül varsa o kadar az satar. Ne kadar az paragraf varsa o kadar az satar. Bunun istisnaları elbette çıkar; zor okunan kitapların çeşitli nedenlerle (moda olması, klasik olması, herkesin okuduğunun düşünülmesi vs) çok sattığı görülmüştür.
12)Edebiyat editörlüğü bireysel bir iş midir, yoksa bir ekip işi midir? Ekip işiyse,ekip kimleri kapsar?İş bölümü nasıl yapılır? Editör yalnızca denetleyici konumda mıdır,yoksa ekip üyelerinin işlerine aktif olarak dahil olur mu?
Editörlüğün kendisi yazar ve editörü kapsar, ama kitabın yayımlanmasını bir üretim süreci olarak ele alırsanız işin içine başka pek çok aktör girer. Metni editöre menajer getirmiş olabilir bir kere. Kitabın editörlük çalışmasının ardından tasarım çalışması yapılması gerekir – kapak çok belirleyici bir unsurdur. Ardından satış-pazarlama ekibinin, kitabın satış potansiyeli konusunda doğru bilgilendirilmesi, ikna edilmesi, heyecanlandırılması gerekir. Halkla ilişkiler bölümünün doğru mecralarda doğru yazılar ve söyleşiler yayımlatması gerekir.
13)Çevirisi yapılacak metinler hangi ölçütlerle seçilir? Çeviren hangi ölçütlerle seçilir? Nasıl denetlenir?
Çeşitli ölçütler vardır yine: iyi metin olması, çok satacak metin olması, yazarın başka kitaplarının yayımlanmış olması, yayınevinin çizgisine uygun olması gibi. Çevirmenler de iyi, hızlı ve güvenilir olmaları bazında seçilir elbette. Çeviri editörü ya da redaktörün işi, çevirinin denetlenmesidir. Metinleri cümle cümle karşılaştırdığı da olur, çok deneyimli ve güvenilir bir çevirmense yalnızca çeviriyi okuyarak, gözüne batan yerlerde karşılaştırmaya gittiği de olur.
14)Edebiyat editörlüğü kişinin geçimini sağlar mı? Ortalama geliri nedir?
Sağlar, çok parlak bir geçim olmasa da. Amerika’da editörler, yazarlardan daha az kazanır, Türkiye’deyse durum genelde tersidir. Editörler, deneyim ve becerilerine, dil bilgilerine, yöneticilik vasıflarına göre ayda 1500-5000 tl arası kazanabilir.
15)Farklı ve çok sayıda baskısı bulunan bir metnin yayımlanma süreci nasıldır? Baskılar incelenir ve tanıtılır mı? Değişiklikler yazardan kaynaklanıyorsa, ilk baskı mı tercih edilir, yoksa yazarın benimsediği son değişiklikler göz önüne alınır mı?
Bu gibi meseleler, “edisyon kritik” kapsamına girer. Duruma göre eski baskılardaki farklılıkları dipnotlarda vermek de bir yol olabilir. Yazarın ölümünden sonra bulunan elyazmalarının tıpkıbasımı yapılabilir, son basımdaki farklılıklar dipnot olarak verilebilir.
16)Edisyon kritik nedir?
Yukarıda kısmi bir yanıt var, ama daha genel bir çerçeve çizilecek olursa, edisyon kritik bir “metin arkeolojisi” çalışmasıdır.
17)Edebiyat editörü unutulmuş yazarları günümüze getirme yeteneği gösteren bir kişi midir? (Rabia Hatun olayında olduğu gibi) Bu mitolojik çalışmayı nasıl yapar?
Bu bir önkoşul olmasa da, iyi bir editörlük çalışması örneğidir. Arkeolojik kazı yapar gibi çalışır, metnin ilk yayımlandığı hali, hakkında çıkan yazıları, bunları kaleme alan kişileri araştırır.
18)Bir yazarın toplu eserlerini yayımlama süreci nasıl bir süreçtir? Editör, yazarın farklı isimlerle (mahlaslarla) yayımladığı ya da dergilerde unutulmuş eserlerini nasıl bulur, toplar?
Mahlasların saptanması için başvurulacak kaynaklar olduğu gibi, dolaylı yöntemler de izlenebilir. Örneğin bir yazarın bir dergi çevresiyle yakın ilişkide olduğu biliniyorsa, o dergide yayımlanmış bazı yazarlar hiç bilinmeyen yazarlarsa, bunlardan birinin tarzı da araştırılan yazarın tarzına çarpıcı ölçüde benziyorsa bu bir ipucu olarak değerlendirilebilir. Toplu eserlerde sorun, çoğu zaman yazarın kendisinde veya ailesinde tüketici bir liste bile olmamasıdır. Bir başka sorun, zaman içinde yayımlanmış kitaplarda yayıncılık teamüllerinin, sözcüklerin, hatta dilbilgisi ve yazım kurallarının değişmiş olmasıdır.
19)Edebiyat editörü önüne gelen bir metni incelerken, o metinde "Hollywood" senaryolarında olduğu gibi bir uygunluk arar mı? Bir çok satar nasıl yazılır?
Bunu gerçekten bilen biri olsaydı ve bu gerçekten öğretilebilir birşey olsaydı, haberiniz olurdu!
20)Edebiyat editörü, bir metinde nelere müdahale eder? Sait Faik örneğinde olduğu gibi (Kovada Bulut-Havada Bulut) başlık bile bir müdahale olabilir mi?
Adını hak eden bir editör için, sorulmayacak soru yoktur. Burada önemli olan, yazarın güvenini kazanabilmektir, yapılan herşeyin metnin iyiliği için yapıldığına inandırılmasıdır. Dolayısıyla da “müdahale”den çok "katkı”dan söz edilmelidir. Editör, 600 sayfalık bir metni 200 sayfaya indirebilir; romanın başkarakterini değiştirebilir, romanın anlatıcısını değiştirebilir, kitabın adını haydi haydi değiştirir! Bütün bunları yazara rağmen değil, yazarla birlikte yapar, bu da bir ikna ve pazarlık sürecidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.