13.9.14

kaz dağları'na gitmeyin, kaz dağları evinize gelsin



yine bir hafta sonu buluşuyla karşınızdayım. insanlar kaz dağları'na gidip gidip havasının temizliğinden, ciğerlerinin nasıl açıldığından, kendilerini nasıl gençleşmiş hissettiklerinden bahseder ya, kaz dağları'nın yatak kapasitesinin düşüklüğünü ve milyonlarca insanın bu şirin beldemize gidemeyeceğini göz önünde bulundurarak, kaz dağları'nı bize getirmenin yolunu bulmaya karar verdim. (bu arada kaz dağları'ndaki oksijen oranının hiç ölçülmemiş olduğunu, tamamen hissi kablel vuku bir durumdan bahsettiğimizi belirteyim.)

bir klimadan söz ediyorum sonuç itibariyle. iki tipi olabilir: 1: içerideki havada bulunan karbon dioksiti filtreler ve dışarı atar, böylece içerideki havada bulunan oksijen oranı yükselir (yani yeni oksijen üretmez, sadece karbon dioksitin yerini değiştirir); 2: bir tür yapay fotosentezle, karbondioksiti alıp suyla birleştirir, ortaya yeni oksijen çıkar, bir de yan ürün - mesela şeker, metanol ya da biyoyakıt türü birşey. bugüne kadar bu konuda pek çok araştırma yapıldı tabii, ama amaç yakıt üretmek olageldi, oksijen değil, o yüzden de yakıt üretiminin verimliliği üzerinde duruldu. bizse oksijene mana atfediyoruz, yakıta değil, ama oradan da bir ekonomi çıkarılabilir. bu ürünüme KAZZ A/C - "Genç Nesiller İçin" adını vermek istiyorum izninizle.