ayakkabı, toplumdaki tüm bireyler için bir ihtiyaç mıdır?
nüfusumuzun %99'u, ayağına birşey giyerek sokağa çıkan insanlardan oluşuyor diyebiliriz; kimisi ayakkabı, kimisi terlik, kimisi çizme, kimisi çaput giyer, bir kısmı da yalınayak dolaşır.
bu durum, insanları ayakkabı tercihlerine göre sınıflandıran, bu tercihlerin okullarda zorunlu ders olarak okutulmasını isteyen, ülke çapında dev bir bürokrasi organize eden, her köye koca bir bina dikip ayakkabının önemini ve nasıl giyileceğini öğreten, nüfus kağıtlarına kişilerin ayakkabı tercihlerini yazan ve bütün bunları gönüllü bağışlarla değil zorunlu vergilerle finanse eden devlet içi bir yapılanmayı gerektirmez. zaten böyle bir yapılanma da yoktur.
dolayısıyla türkiye'de devletin, ayakkabıyla mesafeli bir ilişki içinde olduğu söylenebilir; başka bir deyişle devlet, ayakkabının önemini kabul etmesine karşın, ayakkabı konusunda bir devlet politikası ve bürokrasisi oluşturmak peşinde olmamış, ayakkabıya uzak durmayı tercih etmiştir. ayakkabı çeşitleri arasında da bir tercihi olduğunu ortaya koyacak hiçbir uygulaması ya da beyanı olmadığı için, bütün ayakkabılara eşit mesafede durduğunu da söyleyebiliriz.
öte yandan, ayakkabı üreticileri olsun, ayakkabı severler olsun, kendi benimsedikleri ayakkabı türlerinin yaygınlaşması, tanıtılması, sevilmesi vs için kendi organizasyonlarını kurabilir, aidat toplayabilir, başka gelir kaynakları yaratabilir, fuar, festival, şölen, yarışma düzenleyebilir, televizyon programı yapıp internet sitesi kurabilir. devlet de, bu etkinliklerin varolan yasalar çerçevesinde yürütülüp yürütülmediğini denetlemekle yetinir.
ayakkabı fırlatmanın, ayakkabıyı ele alıp vurmanın yaygın olduğu arap toplumlarına, türkiye cumhuriyeti başbakanı tarafından öğretilmesi gereken mesafeli ilişki biçimi de bu olsa gerektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.