27.6.17

uzay turizmi



 (hazır bayramken seyranken, nasa'nın uzaylılarla ilgili açıklamalar yapacağı söylentisi dolaşıyorken, ben de öpeyim dedim.)

bodrum'un, marmaris'in 1970'lerdeki halini hatırlayanlarınız vardır mutlaka. doğru dürüst yol yoktu, gitmesi dönmesi dertti, kalınacak yer de pek yoktu aslında, koyların çoğu boştu, gümüşlük'te iki tahta masa vardı. bu bayramda 500 bin aracın gittiği söyleniyor bodrum'a. dağ taş bina-site oldu, girilmedik koyu, yakılmadık ormanı kalmadı. 40 yıl. çekirgeler.

dünya'nın uzaydaki hali de biraz böyle. tabii uzay çok daha büyük, seçenekler çok daha fazla, dünya da daha kenarda köşede kalmış bir yer. bodrum'un kaderini paylaşır mı bilmem, ama bir gün gelmeye başlayacaklar.

uzaylıların varlığına inanmakla tanrı'nın varlığına inanmak arasında uzun boylu bir fark yok. ya da yoktu, ben çocukken, bodrum daha bodrum olmamışken. şimdi durum biraz daha farklı - o zamanlar güneş sistemi dışında gezegenlerin varlığı tahmin ediliyordu ama çok mudur, az mıdır, dünyaya benzer koşulları olanların oranı nedir bilinmiyordu. uzay araştırmalarının geldiği noktada, delirtici sayıda çok gezegenin olduğunu, bunların da ciddi bir oranının dünya benzeri özelliklere sahip olduğunu biliyoruz artık. yani salt istatistiksel açıdan, uzaylıların olması gerektiğini biliyoruz.

asıl devrim yaratacak gözlemler henüz yapılamıyor ama. "uygar uzaylı"yı doğrudan saptayamıyoruz. bunun temel nedeni, doğru göstergeyi henüz bulamamış olmamız. bugün spektrometre temelli (ışık-radyasyon gibi) bazı ikincil verilere bakabiliyoruz ancak. muhtemelen bakmamız gereken asıl şey, sonsuz enerji kullanımına işaret edecek bir şeyler. biz küçük gezegenimizde fosil yakıtlarının sınırlılığını güneş enerjisiyle filan kırmaya çalışaduralım, uzaydaki enerji temelde sınırsız. bu sınırsız enerjiyle yapılabilecekler de temelde sınırsız - enerjiyi toplama, aktarma ve yoğunlaştırma kısmı çözüldüğünde. bizim uygarlığımız da bir sonraki evresine, sonsuz enerjiyi kullanmayı öğrendiğinde geçecek. uzaylılar arasında da bakteri düzeyinde varlığını sürdürenler olduğu gibi, uzayın sonsuz enerjisini kullananlar olmalı; bu enerji kullanımının da bir yan ürünü, bir göstergesi olmalı; uzayın dokusunda ya da yerçekimi dalgalarında yaratılan bir değişiklik gibi bir şey. bunun ne olduğunu yakında anlayacağımızı sanıyorum; sonsuz enerjinin kendisini kullanmaya başlamadan çok önce, kullanıldığında ortaya çıkan değişikliklerin ne olduğunu anlayacağız. işte bunu gözlemlemeye çalıştığımızda göreceğiz "uygar uzaylılar"ın izini.

uygarlığın bir sonraki evresi, canlı varlıkları ve ekosistemleri birer robot gibi kullanabildiğimiz, bedensel varlığın sınırlarından kurtulup zihinsel varlığın görece ebediliğine geçtiğimiz ve bunu elbette sonsuz enerjinin getirdiği faydalarla perçinlediğimiz evre olacak belki de. bu evrenin işaretlerinin neler olabileceği hakkında hiçbir fikrimiz yok; dolayısıyla bu evreyi yaşayan uzaylıların nerede ve nasıl varolduklarını bilme olanağına sahip değiliz. ama bu, varolmadıkları anlamına gelmiyor.

biz bu evrelere geçtikçe, uzayın enginliğinde kendi sinyalimizi üretmeye de başlamış olacağız; biz nasıl sonsuz enerji göstergesini kullanarak uzaylıları saptıyorsak, onlar da bizi saptayacak. 300-500 yılda bir birileri gelmeye başlayacak, "güzel yer, bakir, salaş bir meyhanesi var" diyecekler, birbirlerine anlatacaklar.

sonra bir de bakacağız uzaydan buraya yol olmuş, universalbooking.com'a üye olmuşuz, rezervasyon alıyoruz. çekirgeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.