5.3.22

Terapistim Dedi Ki - Hal Sirowitz

 Hepsinin erkek arkadaşı vardır

Terapistim dedi ki, bir kadına erkek arkadaşınız var mı diye sorarsan, olmasa bile var der, çünkü onun yapayalnız biri olduğunu düşünmeni istemez. Birden fazla erkek arkadaşı varsa bile, onunla birlikte olarak zamanını boşa harcamış olmazsın, çünkü kadınlarla konuşma konusunda daha fazla pratik yapmaya ihtiyacın vardır. Annenle konuşmaların tabii ki sayılmaz.

 

Özgürlük, kaybedecek hiçbir şeyinin olmamasıdır                       

Terapistim dedi ki, babanın öleceğini biliyordun, ve o sıralarda evlensen babanın çok hoşuna gideceğini düşünüyordun. O yüzden de birtakım acı verici ilişkilere girdin. Terk edildiğin ana kadar evlenmeye hazırdın hep. Ama baban öldüğü için artık özgürsün. Kimseyle evlenmen gerekmiyor. Acı verici ilişkilere sırf zevk için girebilirsin.

 

Yalnız günler, yalnız geceler

Terapistim dedi ki, geçen hafta ne yaptın diye sorduğumda, hiçbir şey dedin. O yüzden bu hafta nasıl daha da az şey yaptığını söyleyebiliyorsun, anlamıyorum. En azından markete gitmişsindir. Hiçbir şey almamış olsan bile, annen başının etini yemesin diye evden çıkmış olman bile birşeydir.

 

Psikoloji kitapları

Terapistim dedi ki, bazı terapistler hastalarının Freud okumasına izin vermez. Ama sen istediğin kitabını okuyabilirsin. Hatta Horney, Adler & Jung da okuyabilirsin. Ben de bazı kitaplarını okudum. Onların rekabetinden korkmuyorum. Ne yapman gerektiğini söyleme konusunda asla benim kadar iyi olamazlar. Onlar seni tanımıyor.

 

Konu

Terapistim dedi ki, anlatacak pek birşeyin yok, çünkü hiçbir şey yapmıyorsun. Bütün gün odamda otursam benim de anlatacak hiçbir şeyim olmazdı. Dans etmeye gitmen lazım, & kimseyle tanışmasan bile, bana en azından nasıl bir şey olduğunu anlatabilirsin, bu bana ilginç gelir, çünkü artık dışarı çıkmaz oldum. Seni yönlendirmeye çalışmıyorum. Hiçbir şey hakkında konuşmakta ısrar edersen seni yine de dinlerim, ama anlatacak birşeyin olsa çok daha mutlu olacağına eminim.

 

Bu ne sevgi

Terapistim dedi ki, anneler terapistlerden hoşlanmaz. Çocukları terapiste gidiyorsa, on beş yıl önce yaptıkları şeyler yüzünden eleştirilmekten korkarlar. Ayrıca annenle ilgili bir çok eleştirim de yok değil, ama bunları yüzüne söylemiyorum. Benim dediklerimi gidip ona anlatan sensin. O yüzden neden benden nefret etmesi gerektiğini anlayabiliyorum.

 

Kulaklarını tıkamak

Terapistim dedi ki, annen aradı, senin yüzünden çok endişeleniyormuş. Cansız gözüktüğünü söyledi. Büyük ilerleme kaydettiğini anlattım. Benim delirmiş olduğumu söyledi. Dedim ki ben psikiyatristim. Deli olamam. O da bana radyoda dinlediği deli bir psikiyatristten söz etti. Onunla tartışmanın yararsız olduğunu anladım. Sen de aynı şeyi yap. Sırf birisi konuşuyor diye dinlemen gerekmez.

 

Terapistine derdini anlatmak

Annem dedi ki, terapistin her zaman senin tarafını tutar, çünkü sen onun hastasısın. O yüzden ben de kendi açımın duyulmasını istiyorsam bir terapist bulmam gerekir. Sonra benim terapistim seninkini arar & senin hakkındaki şikayetlerimi anlatır. Doktorlar birbirlerini, başka insanları dinlediklerinden daha fazla dinlermiş diye duydum. Ama buna gücüm yok, zaten seninkisinin parasını veriyoruz çünkü.

 

Normal değil

Annem dedi ki, sen ikinci sınıftayken okuldan seni bir psikoloğa götürmemizi istediler. Psikolog bir süre seninle ilgilendi. Sonra bir gün artık gelmemize gerek olmadığını söyledi, normal gözüküyormuşsun çünkü. Ona inanmamak için herhangi bir nedenimiz yoktu. Ama artık çok emin değiliz. Delikli bir atlet giymeyi istemek normal değil. Attığımız zaman da günlerce surat asıyorsun. Sana yeni atlet alabilecek gücümüz olduğu için mutlu olsana.

 

Cevap verme

Annem dedi ki, her hikayenin iki yüzü vardır, ama ben büyüğüm sen de çocuksun, o yüzden yalnızca benimkisi sayılır. Bir gün seninkisi de sayılmaya başlayacak, ama şimdi sana düşen dinlemek, ki sen ebeveyn olduğunda ve çocuğun senin sözünü kesmeye kalktığında ne diyeceğini bilesin.

 

Sırrımız

Annem dedi ki, güldüğünde bütün dünya seninle güler, ama ağladığında hem dünya seninle ağlamaz, hem de herkes odadan çıkmak ister, çünkü kimse bir ağlağın yanında durup başı ağrısın istemez. Bak şimdi sana mendil veriyorum. Gözlerini sil ve mendili at. O zaman kimse ağladığını anlamaz, tabii birisine anlatacak kadar salak değilsen.

 

Babanla başa çıkmak    

Babam dedi ki, ailenle başa çıkmak için bir terapiste para vermek o kadar da kötü olmazdı. Ama sana benim canıma okumanı söylesin diye birine para vermemi istemen çok saçma. O kadarını ben de anlatırım sana. Ayrıca paranı da almam çünkü sen benim oğlumsun. Benden sakın korkma. O kadar kötü değilim. Çok daha kötü olan babalar tanıyorum. Sana bağırabilirim, ama evimden asla kovmam. Senin düşmanın değilim ben.  Olamam zaten. Aynı kanı taşıyoruz.

 

Kız arkadaşım gitti gider

Babam dedi ki, kızlar sevgililerinden durduk yerde ayrılmaz. Bir hata yapmışsındır. Mutlaka bir nedeni vardır. Belki giyiminden hoşlanmıyordu. Hep diyorum sana, ceket & kravat giy diye. Onu hiç tanımıyordum, ama bak onun tarafını tutmaya başladım bile, neden, çünkü seni tanıyorum. Evleneceğin kız bu olabilir diye düşünmüştüm. Onu aileye kabul etmeye hazırdım. Artık başkasını kabul etmem gerekecek herhalde.

 

Sana aldığımız giysiler       

Babam dedi ki, annenle birlikte sana güzel giysiler aldık, ama hiç üzerinde görmedik aldıklarımızı. Terbiyem müsaade etmediği için bu konuda şimdiye kadar bir şey demedim. Hala kutularından çıkarmadıysan işine yaramıyorlar demektir. Hiçbir kadın, gardrobuna bakmak için evine gelebilir miyim demez. Ve eğer giyinmesini bilmediğine karar verirse, yapmayı bilmediğin başka şeyler de olduğunu düşünebilir & seni bırakır.

 

İlk engel

Terapisti beni onaylıyormuş, öyle dedi. İlk sınavı geçmiş gibi hissettim kendimi. Geriye bir tek, onun beni beğenmesi kalmıştı.

 

Natürmort

Masasında yeşil muzlar. Onlar olgunlaşmadan benimle yatacak mı, yoksa meyve sinekleri gibi, bir sonraki hevengin gelmesini mi bekleyeceğim?

 

Sonunda onunla konuşmayı başardım

Otobüste karşımda oturuyordu. “Bu taraflarda herşey çok daha yeşil görünüyor,” dedim, “New York’ta herşey çok renksiz.” “Bana hepsi aynı gibi geliyor,” dedi, “farklı bir ağaç göstersene.” “İşte şu,” dedim. “Hangisi?” dedi. “Çok geç,” dedim, “geçtik bile.” “Bir tane daha çıkarsa,” dedi, “haber ver.” Sonra kitabını okumayı sürdürdü.

 

Annenin itirazı

Dedi ki annesi, Yahudi olduğum için beni sevmezmiş.Bu beni rahatsız etmedi. Yatmak istediğim kişi annesi değildi ki.

 

Yapmama nedeni     

Yatakta oturuyorduk. Sekse inanmadığını söyledi. İnanması gerekmiyordu benim için. Yapması yeterdi.

 

Şöhret oyunu

Terapistim dedi ki, ünlü olma ihtiyacı duyuyorsun, ama bence önce bir iş bulman lazım. Ünlü insanlara bakıyorum, hepsinin bir işi var. George Bush hiçbir zaman bir şey yapıyormuş gibi gözükmez, ama bir zamanlar Başkandı. Bir yerden başlaman gerek. Yoksa yalnızca kendi kafanın içinde ünlü olursun, ama herkes öyle zaten.

 

 

Ben böyleyim

Terapistim dedi ki, zengin & ünlü olsan bile, onu mutlu edemezdin. “Ünlü olduğuna emin misin?” diye sorup dururdu. Sen de sürekli, “Evet. Eminim,” demek zorunda kalırdın. Ama bu, senin onu kandırıyor olabileceğini düşünmesini engellemezdi. İnsanlara güvenmiyor. Senin hep bir başkası olduğunu düşünecektir.

 

Altı haberleri

Terapistim dedi ki, David Brinkley’nin haberleri okuması gibi ayrılmış senden. Onun & senin neden uyumlu olmadığını söylemiş; sonra başka birşeye geçmiş, bir sonraki habere. Ama senin için bu ayrılık var olan tek haberdi, çünkü bunu birinci elden yaşadın.

 

Musa’dan farklı olarak

Terapistim dedi ki, tek tatilinde seninle olmak yerine ailesine gitti. Musa’ya benzediği söylenemez, halkını bıraktıktan sonra Sina Dağına çıkmıştı o. Hiç değilse bir işe yaramıştı onun yaptığı. Tanrı’yla konuşmuştu. Senin sevgilinse yalnızca teyzesiyle konuştu. Musa dünyaya On Emir’i armağan etti. Sevgilinin yaptığı tek şeyse ailesiyle kavga etmekti. Sonra dönüp seninle kavga etti. Ama bunu daha gitmeden de yapıyordu zaten.

 

İkisi de dinlemek istiyor

Terapistim dedi ki, birini kendine çekmenin en iyi yolunun, iyi bir dinleyici olmaktan geçtiğini okumuşsun bir kitapta. Sorun şu ki, o da aynı kitabı okumuş. O yüzden sen onu konuşturmaya çalıştırırken, o yalnızca dinlemek istiyor. Dolayısıyla o sana karşı bir çekim hissetmiyor & sen de ona karşı bir çekim hissetmiyorsun, çünkü ikiniz de hiçbir şey söylemiyorsunuz.

 

Somut kanıt

Terapistim dedi ki, mektubuna sevgili diye başlayıp sevgiler diyerek bitirmesi, senden hoşlandığını göstermez. Milyonlarca insan mektuplarını öyle başlatıp bitirir. Dedektif olsaydın asla davaları çözemezdin, çünkü katilin bıraktığı ilk sahte ipucuna aldanırdın. Onun senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamak için bir mektup daha yazmasını beklemen gerek. O zaman bile elinde yeterli kanıt olmayabilir.

 

Saymada libido yöntemi

Terapistim dedi ki, beşinci buluşmanıza kadar onunla yatmayacağını söylemiştin, ama şimdi diyorsun ki onun evinde bir gece seks yapmadan kaldığın için bunun en az üç buluşma yerine geçmesi gerekir & bir daha görüştüğünüzde onunla yatacaksın.  Sayma işini libidona yaptırıyormuşsun gibi geliyor bana. Adım adım gitmek istediğini söylemiştin, ama şimdi üçer adım üçer adım gidiyorsun.

 

Soruların yanıtları

Annem dedi ki, benimle tanıştırmadan bir kadınla ciddileşme. Senin soramayıp benim sorabileceğim bazı sorular vardır, örneğin “Çok daha şık giyinen biriyle evlenebilecekken niye onunla evleniyorsun?” gibi. Senin çok şık olduğunu söylerse işte o zaman anlayacağım ki delinin biri & büyük olasılıkla senin için doğru olan kadın o.

 

Büyük hain kurt

Annem dedi ki, ayakların yere basarak aşık olmalısın. Ayak parmakların her zaman yere değmeli. Ben babana aşık olduğumda çan sesleri değil, diş gıcırdatması duydum. Kurdun tekiydi baban. Pençeleri hep omzumdan aşağı kayardı. Parmaklarını bükerek onu terbiye etmeye çalıştığımda, ucuz kırmızı şarapla sarhoş olup ayakkabılarıma kusardı.

 

Son günler     

Annem dedi ki, bizim iyi insanlar olduğumuzu düşünmediğini biliyoruz. Hayatında ters giden herşey için bizi suçluyorsun. Ama bizden iyi günah keçisi bulamayacaksın. Karın bu kadar suyuna gitmeyecek. Sen onu suçladığında onun da seni suçlayacağının farkında değil misin? O zaman ne yapacaksın, boşanacak mısın? Boşanırsan gelip bizimle yaşayabileceğini sanma. O kadar salak değiliz. Senden bir kez kurtulduk mu iş biter. Tabii bizi ziyaret edebilirsin. Hava kötüyse gece burada kalabilirsin. Ama sabah olunca gidersin.

 

Açıklama gerekmez

Annem dedi ki, sana bir açıklama yapmak zorunda değilim. Yemekten sonra dışarı çıkamazsın diyorsam, çıkamazsın. Polis sana ceza kesiyorsa neden kestiğini açıklamak zorundadır. Ama benim sana davranışlarımı açıklama zorunluluğum yok. İşimin iyi yanlarından biri bu & benim de bunu değiştirmeye niyetim yok. Ama sana söylediğim gibi odanı toplasaydın, hem seni neden cezalandırdığımı anlardın, hem de dışarı çıkabilirdin.

 

 

Doğru öğüt     

Babam dedi ki, annenden kadınlar hakkında sana öğüt vermesini isteme. O bir kadın, o yüzden tarafsız olamaz. Kendi cinsini korumaya çalışır. Ben de erkek olduğum için tarafsız olamam, ama bu sana doğru öğüt vermemi asla engellemez. Eğer bir kadın seninle yatmak isterse, yat. Salaklık edip ona gerçekten aşık olup olmadığını sorma kendine. Bunu annen söyler sana işte. O yüzden de yattığı terk erkek benim.

 

Dibe değmek

Babam dedi ki, yüzmeye gittiğinde, dibe değemeyeceğin yerlere kadar açılma. Kullanmasan bile orada olduğunu bilmek iyidir. Ben neden evlendim sanıyorsun? Annene gerçekten ihtiyacım mı var sence? Evlendim çünkü bir gün yaşlanıp yorulacağımı biliyordum. İstediğim zaman dinlenebileceğim bir yerim olmalıydı.

 

O yılları silmek     

Babam dedi ki, annenle tanıştığımda ona yaşım hakkında yalan söyledim. Ondan büyük olduğumu biliyordum, o yüzden kendimi on yaş küçülttüm. Hayatımda hatırlamak istemediğim bir sürü yıl vardı, onları unutuverdim & çocukluğumu daha güncel hale getirdim. Balayımızda gerçeği anlattım. O noktada herhangi bir şey yapması için artık çok geçti diye düşündüm.

 

Koyu kırmızı      

Dedi ki bu benim uğurlu rujum sanıyordum, çünkü seninle tanıştığımda bunu kullanmıştım. Ama artık senin o kadar da hoş biri olmadığını gördüğüm için, ruju atacağım. Keşke senden kurtulmak da bu kadar kolay olsaydı.

 

Aynaya bakış

Dedi ki, biraz narsisistsin. Lokantada hep aynaya bakıyordun, dikkatimi çekti. Beni bir kez çıplak gördüğünde, kendine bakmayı bırakacağını biliyordum ama.

 

Bekleyiş

Dedi ki, eskiler gibi sevişiyorsun. Üstündekileri çıkarmadın. Benimkileri de çıkarmadığına sevindim. İş pişirmek artık unutulmuş bir sanat. Bunu yapan, tanıdığım pek az erkekten birisin. Daha ciddi birşeye hazır değildim. Önümüzdeki hafta yeniden görüşürüz, ama o zaman da hazır değilsem hayal kırıklığına uğrama. Ne kadar sürer bilemiyorum. Bir ay da olabilir, daha uzun da. Ama bir başladım mı durmam.

 

Bir gösteri sahneliyorduk

Parkta boynunu öpüyordum. Karşımızda oturan çiftin sürekli bizi izlediğini söyledin. Ama hiçbir şey öğrenmedikleri belliydi. Orada kollarını kavuşturmuş, birbirlerine dokunmadan oturuyorlardı.

 

O ne anlar

Terapistim dedi ki, seni seks bağımlısı olmakla suçlaması yanlış. Bir kere, bağımlı olacak kadar çok seks yapmadın. İkincisi, seninle henüz yatmadı, o yüzden bilemez. Şimdilik bu sadece onun görüşü. Doğru, seks hakkında çok konuşuyorsun, ama bunun asıl nedeni sevişmiyor olman. Biriyle yeniden yatmaya başlar başlamaz çeneni kapatacağını düşünüyorum.

 

Çalınan yatak     

Terapistim dedi ki, kızın yatağının son erkek arkadaşı tarafından çalındığını sanmıyorum. Seni eve yeniden almamak için uydurduğu bir mazeretti bu bence.  Belki adam yastığını çalmıştır. Bu daha akla yakın. Ama burada önemli olan şey, hayatını dramatize etmekten hoşlanması. Sen de belki bir figürandan fazlası olamayacaksın.

 

Dama karşı papaz  

Terapistim dedi ki, erkek arkadaşıyla beşinci buluşmadan önce yatmadığını sana söylediğinde & sen de altıncıya kadar bekleyebileceğini çünkü acelen olmadığını söylediğinde onu mutlu ettiğini sanmıyorum. Yapman gereken şey süreyi kısaltmasını sağlamaktı, beklemen gereken süreyi uzatmak değil. Fazla mülayim olduğun için puan kaybettin. Seninle iskambil oynadığını düşün, o dam attığında yapman gereken şey papaz vurmaktı, pas demek değil.

 

Saat on ikiyi vurdu

Terapistim dedi ki, onun evine dönmemekle hata ettin. Yorgun olduğunu söyleyip işin içinden çıkamazsın. İlgilenmediğini düşünecek şimdi. Onunla yatabilmenin tek yolu, gerçekten geç saatlere kadar ayakta kalmak, çünkü o zaman senin ondan hoşlandığını anlar. Sen de herhalde balkabağına dönüşecek değilsin. O sadece “Külkedisi”nde olur. O bile prensle yatmıştı. Doğrudan öyle söylenmese de. Ama yani, “onlar ermiş muradına” ne demek sence?

 

Sayı faktörü

Terapistim dedi ki, sırf kırk adamla yatmış olması, sekste çok iyi olduğunu göstermez. Bir ilişkiyi sürdürmede sorunları olduğunu gösterebilir. Hangi açıdan baktığına bağlı. Senin de kırk bir numara olmaktan hoşlanacağından emin değilim. Sayılara fazla takmış birine pek güvenmezdim. Kendine şunu sor, bir ilişki mi istiyorsun, yoksa birisinin listesine girmek mi.

 

Sıranı beklemek

Terapistim dedi ki, seks birlikte yapılması gereken birşeydir. Ama eğer yalnızca senin mahrem yerlerine dokunuyorsa & arada bir de senin onun mahrem yerlerine dokunmana izin veriyorsa, o zaman birbirinizi izliyorsunuz demektir, o kadar. İki ayrı tahtada Scrabble oynamak gibi neredeyse. İkiniz de ne kazanabilirsiniz, ne de kaybedebilirsiniz.

 

Seks kölesi

Terapistim dedi ki, sana gözlerini kapatmanı söylemiş, ama açtığında bir de baktın ki beklediğin hediye değil. Bir çift kelepçe. Ayrıca sırayla yapmayı ya da seni kendine kelepçelemeyi önermeyeceği de belli. Sadece seni yatağa bağlamak istemiş. Hayır dediğine sevindim. Seni hiç bırakmayabilirdi. Randevumuzu kaçırabilirdin.

 

Beklemek daha iyi

Annem dedi ki, babanın yaptığı gibi kadınlardan yararlanmazsın umarım. Benden yararlanamadı, çünkü izin vermedim. Ayrıca bir kadınla yatabilecek olman, onunla yatman gerektiği anlamına gelmez. Evlenene kadar beklemelisin. O zaman, dört gözle bekleyecek birşeyin olur. Öbür türlü birbirinizden sıkılırsınız. Gerdek gecesi ne yapacağınızı bilemezsiniz. Seks yapmak istemez canınız, çünkü çoktan yapmış olacaksınız.

 

Hep & sonsuza dek

Annem dedi ki, babanın sana kadınlar hakkında öğüt verdiğini duydum. Onu dinleme. Uzman filan değil o. Bu kadar uzun süre evli kalmamızın tek nedeni benim boşanmaya inanmamam. Evlenirsem bunun sonsuza dek süreceğini söyledim kendime hep. Sonra ona da söyledim.

 

Başıboş köpek

Babam dedi ki, kız kardeşine hayat hikayemi anlatıyordum. Birden arka bahçesindeki bir köpeğe bakmaya başladı & benim de bakmamı istedi. Benim hayatım herhangi bir köpekten daha ilginç ama. Büyük Bunalım’dan sağ çıktım ben. Annemle babama baktım. O köpek ne yaptı peki? Başını alıp gitti. Komşunun evinden kaçtı. Maaşallah. O kadarını ben de yapardım. Evde kalıp annemle babama yardım ettim ama.

 

Aile mezarlığı

Babam dedi ki, annemle babam burada gömülü. Bu büyükannen. Bu da büyükbaban. Keşke beni burada dururken görebilselerdi. O zaman değerimi bilmek zorunda kalırlardı. Buraya yalnızca ben geliyorum. Halan zahmet edemiyor. Adam kovalamaktan sıra gelmiyor. Onları da buraya getirmemesi için hiçbir neden olmadığını söylüyorum. Hiçbiri ölü bir aileyle tanışmaya meraklı değil dedi bana.

 

Sözlükte

Babam dedi ki, madeni paranın iki yüzü vardır ya, yazı ve tura tarafı, benim de birden fazla yüzüm var. O yüzden sana bağırdığım için özür diliyorum. Boşluğuma geldi. Sen de bu kadar hassas olmayı bırak artık. Benim sana bağırmam normal. İş tanımımın gereği bu. İnanmıyorsan sözlüğü açıp baba maddesine bak. Eminim ki arada bir kötü olman gerektiğini yazıyordur & yazmıyorsa sana daha iyi bir sözlük almam gerekecek.

 

Görüntü kalitesi

Mastürbasyon yaparken seni düşündüm. Sonra da onu. Televizyonda kanal değiştirmek gibiydi. Sende kalırdım, ama onun görüntüsü daha iyiydi.

 

Yeni oyuncak       

Bana bir prezervatif verdi. Sonunda açmayı başardığımda artık kullanamayacak durumdaydım. Bir süre sonra kedisinin prezervatifle oynadığını gördüm. Birinin işine yaradı hiç değilse diye sevindim.

 

Aşkta güvenlik

Pantalonumu çıkardı, penisimi tuttu & “Hızlı mı yapayım yavaş mı?” dedi. “Hızlı,” dedim. Sonra fark ettim ki o kadar acele etmemek gerek. Ama çok geç olmuştu bile.

 

 

Oda soğuktu     

Beni, yatacak kadar iyi tanımadığını söyledi, onun yerine bana mastürbasyon yaptı. Gözüme sperm kaçtı. Bir süre kapandı gözüm. Hiçbir şeyi doğru yapamadığı için özür diledi. Ama zaten görecek çok bir şey de yoktu. Bir tek ben soyunuktum.

 

Biraz ara vermek

Terapistim dedi ki, bütün günü seninle yatakta geçirmek dışında birşeyler yapmak istiyor diye ona kızmamalısın. Ben bile senin her hafta gelip seksin ne kadar şahane bir şey olduğunu anlatmandan sıkılıyorum. İlk yaptığında eğlencelidir, tamam. Sonra bir düzlüğe ulaşman gerekir. Bence sen ilişkinin bitmesinden korkuyorsun, o yüzden de onun seninle sürekli yatmasında diretiyorsun, aksi halde onsuz ne kadar yalnız olacağını anlayacaksın. Ama seks bunu engelleyemez. Seksin yapacağı tek şey, seni sürekli olarak prezervatif almaya yollamaktır.

 

Sonuçlandırmak

Terapistim dedi ki, ikiniz de bu ilişkide bir sonuçlanma sağlamaya çalışıyorsunuz. Sen onunla evlenmek istiyorsun. O senden ayrılmak istiyor. Bence onun dediği olacak, çünkü onun senden ayrılması, senin onunla evlenmenden çok daha kolay. Ona yüzük alman lazım, kan testi yaptırman lazım & iki aileyi tanıştırman lazım. Onun yapması gereken tek şeyse seni bir daha görmemek. Bunu yapmaya da başlamış gibi ayrıca.

 

Aynı dansı yapmak

Terapistim dedi ki, onunla kavga edip duruyorsun. Sana git diyor. Gidiyorsun. Sonra seni geri istiyor. Dans gibi. Aylardır cha cha cha yapmaktan sıkılmadın mı? Yeni bir dans öğrenmenin zamanı gelmedi mi sence, tango filan? Seninle birlikte öğrenmek istemiyorsa, kendine yeni bir partner bulursun.

 

Şöyle böyle ilişki

Terapistim dedi ki, sevgilinin bazı rutinleri var galiba. Önce ciddi bir ilişkisi oluyor. Sonra şöyle böyle bir ilişkisi. Ne yazık ki sen ciddi bir ilişkiden hemen sonra tanıştın onunla. Bu rutinlerini bilseydin, Lütfen git ve şöyle böyle ilişkini aradan çıkar, ciddi bir ilişkiye hazır olduğunda da beni ara, diyebilirdin ona. Ama bilmiyordu. O da söylemedi.

 

Denklemi tamamlamak

Terapistim dedi ki, aşık olman pek uzun sürmüyor. Bir önceki kız arkadaşına iki saniyede aşık olmuştun. Soğuk bir günde arabayı çalıştırmak daha uzun sürer. Jefferson Airplane’in bir şarkısı vardır, “Why don’t you find somebody to love?” (“Neden aşık olacak birini bulmuyorsun?”) Senin yaptığın da bu. Ama denklemin sadece bir yarısını tamamlıyorsun. Karşılığında sana aşık olacak birini bulmanın çok daha eğlenceli olduğunu hep unutuyorsun.

 

İyi bir başlangıç değil     

Terapistim dedi ki, seni ilk buluşmanızda bir gay barına götürdüğüne göre, erkeklerle çıkma konusunda fazla deneyimi olduğu söylenemez. Tuvalete gidip seni orada tek başına bıraktığında, o herife boşta olmadığını anlatmak zorunda kalmak zor olmuştur senin için herhalde. Belki sana bir şey anlatmaya çalışıyordu – bütün erkeklerin kadınlarla yatmak zorunda olmadığını örneğin. Eğer öyleyse, onu bir daha aramadın diye bozulmaması gerekirdi.

 

 Paltolar arasında seks    

Terapistim dedi ki, partide seni vestiyer odasına götürüp kapıyı kapatmak & pantalonunu indirmek onu heyecanlandırmış olmalı. Ama iki kadın durmadan kapıyı çalıp paltolarını istediğinde canın çok sıkılmış olmalı, çünkü başladığı şeyi bitirememiş oldu. Ayrıca o & sen odadan çıktığınızda, herkesin pis pis baktığı sendin.

 

Başsız çıplak

Terapistim dedi ki, sana son erkek arkadaşının tablosunu gösterdiyse & resimde adamın başı yoktuysa, belki de sana sözcüklerle anlatamadığı bir şey anlatmaya çalışıyordu – yalnızca fiziksel bir ilişkiyle ilgilendiği gibi. Kafanı keseceğinden korkmana gerek yok bence, ama eğer senin de çıplak bir tablonu yapacaksa, kafanı oynatmadan tutmak için fazla yorulmasan daha iyi olur, çünkü büyük olasılıkla resmini yaptığı şey orası olmayacak.

 

Tuvaletten sonra

Terapistim dedi ki, eğer tuvaletten çıktığımda, birlikte olduğum kadının başka bir adamla konuştuğunu görseydim, bir daha gitmemeye çalışırdım, bu da çok kolay olmazdı, özellikle bira içtikten sonra. İleride mesane sorunlarıyla uğraşmak istemezsin herhalde. Ayrıca oturduktan sonra, o adam elektrik mühendisi olduğuna göre çok zeki olmalı demesi beni sinirlendirirdi. Herifin ne yaptığı beni hiç ilgilendirmezdi. Ne kadar iri olduğuyla ilgilenirdim yalnızca, dövüşmem gerekirse diye.

 

Bekleme odası          

Terapistim dedi ki, kız arkadaşını ofisime getirmek ve neye benzediğini görmemi sağlamak iyi bir fikir değildi. Sırf bakarak karar veremem ki. Onunla konuşmam gerekirdi. Onun hakkında ne düşündüğümü sorarsa, onu çok sevdiğimi söyle. Sonra da dergilerimin sayfalarını koparmaması gerektiğini anlat bir şekilde.

 

Kayıp çoraplar      

Terapistim dedi ki, seni bir daha aramadığı için çok şanslısın, özellikle de son erkek arkadaşının çoraplarını tuvalete atıp sifonu çektiğini anlattıktan sonra. Hem senin borularını tıkardı, hem de senin eşyana saygı göstermemiş olurdu. Kızgınlığını daha makul şekillerde ortaya koyan birini bulmalısın. Her kavga ettiğinizde ertesi gün çekmeceni açıp çoraplarını saymak zorunda kalmak hoşuna gitmezdi herhalde.

 

Kör inanç     

Annem dedi ki, babanla yatmamın karşılığında aldığım şey sendin, beklediğim ödül değildi bu. Seni hastaneye geri verememem, Bu benim oğlum olamaz; bana yanlış bebeği vermişsiniz, çünkü onun için yaptığım bütün iyi şeylerden nefret ediyor, diyememem ne kötü. Seni neden hemen geri getirmediğimi sorarlar, ben de sana inandığımı söylerim, ağzını kapa desem de hep ağzın açık yemene rağmen sonunda iyi olacağına inandığımı. Bana deli gözüyle bakarlar.

 

Ayı aşan inek

Annem dedi ki, kedi keman çalarken inek ayın üstünden sıçrayabiliyorsa, sen her gün keman çalışsan ben neler yapabilirdim bir düşün.

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.