7.6.17

gina, moda'daydı



2004 yılında, göztepe'de bir apartmanın bahçe katı dairesinin arka balkonuna, bir karton kutunun içine annesi tarafından konmuştu gina ve kardeşleri. diğerleri gitti, gina kaldı; hastalıkları cesurca atlattığı bir bebeklik döneminin sonunda bizimle birlikte moda'ya taşındı. hep çok güzeldi, hep havalıydı, ismiyle müsemmaydı - hafta sonları balkonda oturduğumuzda, moda'ya gezmeye, çay içmeye gelenlerin gina'yla fotoğraf çektirmesini eğlenerek ve gizli bir gururla izlerdik. sokağın bütün evleri gina'nın eviydi; geceyi dışarıda geçirdiği çok olurdu, ses etmezdik, ama bir gün (yine balkonda otururken) bir kız çocuğunun annesine gina'yı göstererek "anne bak bizim tarçın!" dediğini duyduğumuzda biraz içimiz burkulmadı değil, ne yalan söyleyeyim.

gina'nın dokuz yavrusu oldu; sekizini dağıttık, biri bizimle kaldı, adı şimşir oldu. anne kız hiçbir zaman geçinemedi; gina şimşir'e hep tısladı, şimşir de punduna getirdiğinde gina'ya pati salladı. onları hep ayrı ayrı sevmek zorunda kaldık, birini sevdiğimizi diğerinden saklayarak. ev içi dengeler.

bir süredir hastaydı gina. bir sabah, yaklaşık bir hafta önce, çıkıp gitti. bir önceki akşam başını okşadığımda sırtını dönmesinden anlamalıydım belki - zamanı gelmiş bir fil gibi, gizlice ölmeye gidecekti.

kediler de yıldız tozundan mamuldür elbette; gina hepten öyleydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.