yedi yıl öncesine bir gitmek istiyorum. 10 mayıs 2010'da chp genel başkanı deniz baykal, "kaset skandalı" nedeniyle istifa etti. kaset belli ki şantaj amacıyla çekilmiş, çok yüksek yerlerin bilgisi dahilinde kullanılmıştı. chp ne yaptı? deniz baykal'dan haklı olarak sıtkı sıyrılmıştı, bu kaset altın tepside sunulmuş bir fırsattı; doğru dürüst bir tartışma bile olmadan baykal'ın istifasının üstüne yattı ve iki hafta gibi bir süre içinde kemal kılıçdaroğlu, kurultaydaki geçerli 1189 oyun HEPSİNİ alarak genel başkan seçildi.
bu hikaye bize neler gösteriyor?
1.chp kendi içinde dönüşüm gerçekleştirmekten aciz bir partidir, bu işin dışarıdan müdahaleyle gerçekleşmesini bekler.
2.chp oportünisttir, istisnasız oportünist kişilerce yönetilir.
3.chp cacık yapımında kullanılamaz.
şimdi, bugünkü erbakan anması fotoğrafına bakalım ama lütfen artık şaşırmadan, daha fazlasını beklemeden.
bu sözlerim, chp'li bazı arkadaşlarımı kızdırıyor, hemen "yetmez ama evetçilerin konuşmaya hakkı yok, önce özeleştiri yapsınlar" demeye başlıyorlar. "buradaki anafikir"in yanlış anlaşılmaması, güme gitmemesi için kısaca açıklamam gerektiğini düşünüyorum.
ben AKP'ye oy vermedim, yetmez ama evet demedim, ikinci cumhuriyetçi değilim, iktidarının ilk gününden beri AKP'yi ve Erdoğan'ı eleştirdim, HDP'ye oy verdim ama onu da, Selahattin Demirtaş'ı da eleştirdim, CHP'ye hiçbir zaman oy vermedim ama ciddiye aldığım için eleştirdim, MHP'yi hiç eleştirmedim çünkü parti yerine koymadım.
öte yandan, bir siyasetçinin görmesi/anlaması belki zordur ama, AKP'nin toplumsal temelini gördüm, neye tekabül ettiğini anladım, bunun da meşruiyetini idrak ettim. AKP'nin militer cumhuriyete tepkisi meşruydu, dindarlığın bastırılmasına ve müslüman kimliğinin üvey evlat haline getirilmesine tepkisi de meşruydu. bunları aşmaya yönelik yaptıklarını destekledim. oradan bugüne getiren politikalarının da elbette karşısında oldum. diyorlar ki biz buraya geleceğimizi biliyorduk, bu yolu senin gibiler açtı. yanlış. oradan buraya gelinmesi şart değildi, oradan başka yerlere pekala gidilebilirdi, eğer CHP kendi görevinin onda birini yapabilmiş olsaydı, liderlik gösterebilseydi, toplumun gerisinde kalmasaydı, %25'lik bir kitleyi kaybetmekten korktuğu için hiçbir vizyoner politika geliştiremez hale gelmeseydi, gündelik laf ebelikleriyle ve saçma sapan jestlerle siyaset yaptığını zannetmeseydi.
ama bunu yapabilmesinin önkoşulu, AKP'yi anlamasıydı, insanların AKP'yi yobazlıktan dolayı desteklemediğini, AKP'nin sınıfsal bir tabanı olduğunu, CHP'nin de bu sınıfsal dönüşümü tanımak ve ona seslenmek zorunda olduğunu kavramasıydı. CHP'liler bunun özeleştirisini yapıyor mu? ben sonuçta bir vatandaşım, bir şeyler düşünürüm, birilerine anlatırım, ateş olsam cürmüm bu; CHP'nin benden bir-iki gömlek üstün olması gerekmez mi? CHP gibi kurucu bir parti, toplumsal tabanı olan bir parti, kendilerinin deyimiyle "dinci faşist koyu karanlık bir diktatörlük"ün önünde durmak için hiçbir şey yapamamışken, "özeleştiri yapın" diye başkalarının kapısında bağrınmaya hiç hakkı yok, kusura bakmasınlar.
buradaki anafikir bu.
Anafikir güzel.
YanıtlaSil