8.7.14

sonra maçın geniş özeti



2-0 yeniksiniz. maçın 70. dakikası. hala kendi yarı sahanızda yan paslarla top çeviriyorsunuz.

ekmeleddin ihsanoğlu'nun konuşmalarını dinlerken gözümde böyle bir maç canlanıyor. kamuoyu araştırmaları ne diyor bilmiyorum, ama benim gördüğüm şu: çok olağandışı bazı koşullar bir araya gelmezse, önümüzdeki ay erdoğan cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak (ve evet, ayaklarını başbakanlık koltuğuna uzatacak). ekmeleddin bey'in de saygın ve sıkıcı "bla bla bla" konuşmalarıyla olağandışı koşullar yaratabilmesi mümkün değil. "bozok yaylasının bilge evladı" gibi arkaik bir "seçim sloganı" da ancak ekmeleddin bey'in annesine bir şey ifade ediyordur, eğer hayattaysa.

meselenin bir kısmı ekmeleddin bey'in sakin kişiliğinden ve yaşından, bir kısmıysa chp-mhp-vs uzlaşmasının dayandığı gri-boz ortak alanın içinde pek birşey olamamasından kaynaklanıyor anladığım kadarıyla. sonuçta olan şu: erdoğan da, demirtaş da, farklı biçimlerde olsa da son derece sahici adaylar, ekmeleddin bey'se "sahici" olamadı henüz.

sahici olmanın en önemli koşullarından biri, maçın bu dakikasında, bütün hatlarıyla rakibin üstüne gitmek ve bunu neredeyse amatör bir coşku ve tutkuyla, hatta delilikle yapmak. ekmeleddin bey, erdoğan'ı yenebileceğine inanmıyor; erdoğan'ı yenmek istediğinden emin değil; erdoğan'ı yenmek için yapması gerekenleri yapmak istediğinden de emin değil. ikili mücadeleler böyle kazanılamaz.

sahici olmanın en önemli diğer koşulu, nasıl bir türkiye istediğini tak diye söyleyebilmek. her şeyi de -dış politika, kürdistan, ekonomi, eğitim, haklar, demokrasi, şiddet vs- bunun içine çok doğal bir biçimde sokabilmek.

ilk koşula örnek, erdoğan'ın "terleyen cumhurbaşkanı" söylemi sayesinde bol miktarda çıkıyor. herşeye karışacağını, mesela yollara da karışacağını övünerek, rakibiyle dalga geçerek söylüyor erdoğan; dinamik ve aktif portre, pısırık ve pasif portreden tabii ki daha çekici, bunu biliyor. oysa ekmeleddin bey'in "gözetmen cumhurbaşkanı" modeli, illa pısırık ve pasif bir cumhurbaşkanı anlamına gelmiyor. "erdoğan cumhurbaşkanı değil, belediye başkanı olacağını sanıyor herhalde" gibi birşeyler dese,rakibiyle angaje olsa, tribünlerden ses gelecek.

ikinci koşulu formüle etmek elbette ekmeleddin bey'in kampanyasını yürütecek reklam ajansının işi (ateş ilyas başsoy'un adı geçiyor), ama bence "iyi türkiye" kadar basit ve hatta naif bir damar tutturmaları ve arınma hissine oynamaları gerek.

ekmeleddin bey bu iki koşulu yerine getiremezse, akp-chp-mhp seçmenleri için "tekmelettin bey" olmaktan öteye gidemeyecek. maç bittiğinde de, "bu da bitti neyse" diyip terliklerini giyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.