24.8.11

borges'in evinde*

"[evinin] kitap raflarında eksik olan, borges'in kendi kitaplarıydı. yapıtlarından birinin ilk baskısını görmek isteyen ziyaretçilere gururla, kendisinin 'son derece unutulabilir' adını taşıyan tek bir cildi bulundurmadığını söylerdi. bir keresinde, ben oradayken, içinde "kongre" adlı öyküsünün italya'da franco maria ricci tarafından yayımlanmış lüks baskısı olan büyük bir paket getirmişti postacı. ciltli, siyah ipekle kaplı, altın varaklı, el yapımı mavi fabriano kağıdına basılmış, her ilüstrasyonun (hikaye tantrik resimlerle süslenmişti) elle yapıştırıldığı ve her nüshanın numaralandığı dev bir kitaptı bu. borges dikkatle dinlemiş ve sonra, 'ama bu bir kitap değil ki, bir kutu çikolata!' diye haykırıp kitabı utanç içindeki postacıya hediye etmişti."...

"okulda bize borges okutulurdu. altmışlarda, sonraları kavuşacağı evrensel şöhretin henüz uzağındaydı, ama yine de 'klasik' arjantinli yazarlar arasında sayılırdı ve öğretmenler sınıflarını, borges'in kurgularının labirentlerinde, şiirlerinin kesinliğinde görev bilinciyle dolaştırırdı. borges'in yazılarını dilbilgisel bir ayrıntı düzeyinde incelemek (öykülerinden paragraflar verip sözdizimini analiz ettirirlerdi) gizemli bir şekilde insanı büyüleyen bir egzersizdi, onun sözel imgeleminin nasıl çalıştığını anlamaya da en çok burada yaklaşmıştım. borges'in yazarken ne kadar basit ve temiz bir iş çıkardığını, adlarla fiillerin nasıl birbirine uyduğunu, alt cümlelerin birbirleriyle nasıl uyum içinde olduğunu gösterirdi bu bize."...

"onun kafa yorduğu şey edebiyattı ve bu çığlık çığlığa yüzyılda hiçbir yazar, edebiyatla olan ilişkimizi değiştirme konusunda borges kadar önemli olmadı. ondan daha maceraperest, gizli coğrafyalarımızda dolaşma konusunda ondan daha atak yazarlar vardı belki. topulmsal acılarımızı ve ayinlerimizi ondan çok daha güçlü bir şekilde belgelemiş, ruhumuzun amazon ormanlarına çok daha başarılı keşif gezileri düzenlemiş yazarlar vardı kuşkusuz. borges bu tür şeyler yapmaya neredeyse hiç kalkışmadı. bunun yerine, uzun yaşamı boyunca, bu diğer araştırmaları okumamız için haritalar çıkardı - özellikle de en çok sevdiği ve onun kitaplarında din, felsefe ve yüksek matematiği içeren fantastik edebiyat dünyasındaki araştırmalar için. ilahiyat okumalarından büyük keyif alırdı. 'arjantinli katoliklerin tam tersiyim,' demişti bana. 'onlar inanır ama ilgilenmez; ben ilgilenirim, ama inanmam.'"

*alberto manguel'in, vaktiyle çevirdiğim chez borges ("borges'in evinde") adlı kitabından. borges'in doğumgününü hatırlatan google'a teşekkürler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.