14.1.14

can'dan kapak devrimi



 

 


can yayınları'nın geleneksel kapak tasarımını terk etmesi konusunda ne düşündüğümü soranlar oluyor, buradan yanıtlamış olayım:

bir yayınevi, kapak tasarımı meselesini, tek bir şablonu bütün kitaplara uyarlamak suretiyle çözmeye karar verebilir - fransa'da, almanya'da bu tercihi yapmış büyük yayınevleri var. burada iki risk var: 1-şablonun yeterince ikonik olmaması ve özellikle büyük bir yayınevinin yükü altında bir süre sonra ezilmesi, 2-ikonik olsa bile tekil kitapların birbirinden ayrışmasını imkansız kılması, dolayısıyla yayınevi kimliğini, kitap kimliğinin önüne çıkarması.

can yayınları'nın geleneksel tasarımı, bence hem yeterince ikonik değildi, hem de tekil kitapları eziyordu. bunun en açık göstergesi, tasarımın tıkandığını yayınevinin yukarıdaki gibi zımnen kabullenişi: farklı "şeker portakalı" kapaklarına ihtiyaç duyan yayınevinin, aradığı "fark"ı bir türlü yakalayamayışının itirafı bu örnekler.
dolayısıyla ben can öz'ün değişim hamlesini gayet yerinde ve hatta gecikmiş buluyorum.

gelelim yeni kapaklara. ilk sunulan örneklerden gördüğüm kadarıyla, everest'in eski yayın yönetmeni, can'a geçerken everest'in tasarımcısını da yanında götürmüş. bu yeni kapaklarda biraz everest, biraz da yabancı yayınevlerinin esintisi açıkça görülüyor. bence bu zaman içinde düzelecek bir şey, eğer yayınevi bu konuya dikkatle eğilirse. aksi halde, elbette yüzlerce farklı kapağın dolaşımda olduğu bir ortamda, sadece onlar kadar farklı kapaklar üretiyor durumuna düşebilir. bu meselenin de daha radikal ve yapısal çözümleri mevcut tabii, ama belki adım adım gitmekte fayda vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.