12.9.25

Bölünmüş Gerçekçilik: Ekran-Doygun Bir Anlatı Kuramına Doğru - James Whitbread

 Özet

Bu makale, dijital koşullarda gerçekliği nasıl deneyimlediğimizi biçimlendiren yeni bir edebi/sanatsal mod olarak “Bölünmüş Gerçekçilik”i (Interrupted Realism) önermektedir: Üç boyutlu, somutlaştırılmış bir akış, ikinci bir ekran tabanlı akışla sürekli kesişmektedir. Brechtçi yabancılaşma ve postmodern parçalanma, tarihsel olarak sürükleyici özdeşleşmeyi önlemek için kasıtlı stratejilerken, Bölünmüş Gerçekçilik ontolojiktir: Kesintinin normal yaşam biçimi olduğu bir dünyayı yansıtır. Telefonun titreşimi, bildirim sesi, seri akış, sekmeler arasında gidip gelme - bunlar artık önceden var olan istikrarlı bir sürekliliği kesintiye uğratmaz; deneyimin kendisini oluştururlar. Brecht, Benjamin, McLuhan, Lyotard, Jameson, Baudrillard, Manovich, Hayles, Crary, Chun ve diğerlerinden yararlanan bu makale Bölünmüş Gerçekçilik’i yabancılaşma soyağacının içine yerleştirirken, ağ platformları ve algoritmik dikkat çağında ayırt edici özelliklerini ele alıyor. Edebiyattaki (Wallace, Danielewski, Egan) ve sinemadaki (Godard, Haneke, Kiarostami, “screenlife” filmleri) anahtar öncülleri inceledikten sonra makale Cem Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı (2025) adlı romanı özelinde geniş bir vaka çalışması sunuyor. Bu roman, gerçekçi sahneleri aforizmalar, sözde akademik mini denemeler, sosyal medya benzeri parçalar ve lirik fragmanlarla sürekli olarak böler. Romanın biçimi, “asla bitmeyen coitus interruptus”u, yani somut ve sanal akışlar arasında sürekli bir müdahale modelini canlandırarak, Bölünmüş Gerçekçilik’in bilişsel, estetik ve etik önemini gösteren mükemmel bir örnek sunar. Sonuç bölümünde, anlatı teorisi, medya felsefesi ve gerçekçi temsilin geleceği için çıkarımlar özetlenmektedir.

 

Giriş: “İçine Alma”dan “Müdahale”ye

Gerçekçiliğin kanonik vaadi -Balzac’ın toplumsal bütünlüğü, Flaubert’in ayrıntılı gözlemi, Eliot’un ahlaki psikolojisi- “içine alma” (immersion) üzerine kuruluydu: Sürekliliği olan bir dünyaya girme hissi. Modernist ve postmodernist müdahaleler bu vaadi parçalanma, montaj, öz referans ve ironi yoluyla yeniden işledi; ancak önemli olan, bunların estetik seçimler olmasıydı. Günümüzde “içine alma”, bir temel olarak tarihsel geçerliliğini yitirmiştir; bunun nedeni, yazarların bunu bozmaya karar vermeleri değil, deneyimlenen yaşamın zaten bozulmuş olmasıdır. Artık iki eşzamanlı zamansallıkta yaşıyoruz: (1)somutlaşmış, mekansal olarak konumlandırılmış bir zaman çizgisi ve (2)“push” bildirimleri, akışlar, klipler ve sohbetlerden oluşan ve ekrandan izlenen zaman çizgisi. Algı alanımız, bu zaman çizgileri arasındaki bir kesişim örüntüsüdür.

Bölünmüş Gerçekçilik’i (Interrupted Realism); bölünmeyi yapıtın ontolojisine entegre ederek bu girişim modelini temsil eden edebi ve sanatsal formlar kümesi olarak tanımlıyorum. Burada on dokuzuncu yüzyıl mimesisine geri dönerek değil, çağdaş deneyimin dokusuna sadık kalarak ortaya çıkan bir “gerçekçilik” söz konusudur. “Asla bitmeyen coitus interruptus” metaforu, duygusal kaydı ifade eder: Akış arzusu, kırılmanın yapısal kesinliğiyle karşılaşır; süreklilik yaklaşır, bölünür, yeniden başlar ve tekrar bölünür - kapanamadan.

Makale şu şekilde ilerliyor. İlk olarak hem borçları hem de mesafeleri netleştirmek için kuramsal bir soyağacını (Brecht → modernizm → postmodernizm → medya teorisi) yeniden inşa ediyorum. İkinci olarak, ekranı “harici bir cihaz”dan ziyade zamansal bir altyapı olarak tanımlıyorum. Üçüncü olarak, edebiyat ve sinemadaki dünya örnekleri aracılığıyla Bölünmüş Gerçekçilik tipolojisini geliştiriyorum. Dördüncü olarak, Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı adlı yapıtını, çağdaş Türk kurgusunda bu türün sürdürülebilir bir örneği olarak alıntılarla sunuyorum. Son olarak da anlatı çalışmaları ve medya kuramı için metodolojik ve etik çıkarımlarda bulunuyorum.

 

Literatür İncelemesi: Yabancılaşma, Parçalanma, Kesinti

Brecht ve Yabancılaştırma Politikası

Brecht, kesintiyi bir pedagoji olarak kodlamaktadır. Verfremdungseffekt adını verdiği kavram, görünür bir aparat ortaya koyar: doğrudan hitap, şarkı, yansıtılan başlıklar, açıkta kalan ışıklar - trans halini bozan ve bilişi zorlayan araçlar. Onun ifadesiyle tiyatro tanıdık olanı “tanıdık olmayan” bir hale getirmeli ve empati yerine analizi teşvik etmelidir.[1] Brecht, iyi bilinen bir karşılaştırmada, dramatik tiyatrodaki pasif tanımayı epik tiyatrodaki aktif incelemenin karşısına koyar: İkincisi, “Bunu hiç düşünmemiştim... Bu sona ermeli,” diyen izleyiciyi yaratır.[2]

Bölünmüş Gerçekçilik, Brecht’in bilişsel aktivasyon üzerindeki vurgusunu açıkça miras alır, ancak burada nedensellik tersine döner. Brecht, “içine alan” illüzyona karşı koymak için kesintiye zorlar; Bölünmüş Gerçekçilik ise zaten içine almayan hayatı kaydeder. Bir zamanlar epik teknikle yapılan didaktik çalışma, artık günlük medya ortamlarına yaptırılmaktadır.

 

Modernist Parçalanma: Şok ve Sentez

Modernizmin süreksizlik ilkesi -Eliot’un ses kolajı (“Yıkıntılarıma yasladığım bu parçalar”),[3] Joyce’un stilistik “heteroglossia”sı, Woolf’un salınan içsellikleri- savaşa, kentleşmeye ve teknolojik hızlanmaya birer yanıt niteliğindeydi. Ancak modernizm, parçalanmışlığı içinde bile, genellikle daha yüksek bir sentez arayışındaydı: Biçimsel birlik (Joyce), ruhsal örüntü (Eliot) veya fenomenolojik derinlik (Woolf). Bölünmüş Gerçekçilik farklıdır: Sentez gerçekleşmez; bölünme, yaşamın biçiminin ta kendisidir.

 

Postmodern Meta-kurgu ve Meta-anlatıların Sonu

Postmodernizm, bölünmeyi özdüşünümselliğe dönüştürmüştü. Barth’ın “tükenme” tezi, formları yiyip bitirerek hayatta kalan bir edebiyatı duyurdu.[4] Pynchon’un paranoyak dağılmaları ve DeLillo’nun medya doygunu düzyazısı, istikrarlı referansları parçalar. Lyotard, epistemik atmosferi “meta-anlatılara karşı inanmazlık” olarak özetler.[5] Baudrillard için simülasyon, gerçekliğin yerine işaretleri koyar - artık taklit değildir, “gerçekliğin yerine gerçekliğin işaretlerini koymak”tadır.[6]

Bu anlamda Bölünmüş Gerçekçilik bu yaklaşımlara yakın durur ama ayrıdır. Postmodernizm oyun, pastiş ve meta-kurguyu seçer. Bölünmüş Gerçekçilik ise keyfi olanı övmez; dikkatin rutin olarak bölünmesini, oyunbaz ya da nötr olmayan platformlar tarafından sürekli olarak yeniden bağlamsallaştırılmasını belgeler.

 

Medya Teorisi: Montajdan Platformlara

Benjamin dikkati dağılmış izleyiciyi öngörür. Film “dalgın incelemeci”yi eğitir; montajın “şok”u yeni bir duyu organını şekilendirir.[7] McLuhan’ın “medya mesajdır” aksiyomu, medyayı; formuyla (içeriğiyle değil) algıyı şekillendiren ortamlar olarak yeniden tanımlar.[8] Lev Manovich, yeni medyanın modüler, değişken ve veri tabanı odaklı olduğunu gösterir; bu medya, doğrusal dizilimden çok seçimi ve yeniden birleştirmeyi önceliklendirir.[9] Hayles, “hiperdikkat” (hızlı görev değiştirme, çoklu akışlar) ile “derin dikkat”i karşılaştırır ve kurumların gerilemeye üzülmek yerine yeni bir bilişsel ekolojiyi tanımaları gerektiğini savunur.[10] Crary, 24/7 kapitalizmi; boş zamanın ortadan kaldırılması ve “duvarsız bir hapishane” olarak tanımlar.[11] Chun, alışkanlık haline gelen güncellemenin nasıl zamansal bir mantık oluşturduğunu ayrıntılı olarak açıklar: “Aynı kalmak” için platformlar hep yenilenmek ve kullanıcıların sürekli olarak kısmi mevcudiyetini sağlamak zorundadır.[12]

Bölünmüş Gerçekçilik bu içgörüleri sentezler: Platformlar dikkati sürekli potansiyel bölünme olarak düzenliyorsa, hayata sadık “gerçekçi” sanat yapıtı de bölünmeyiş süs olarak değil, yapı olarak formalize etmelidir.

 

“Bölünmüş Gerçekçilik”in Kısa Eleştirel Tarihi:

Edebiyat ve Sanat Söylemlerinde Terimsel Kullanıma Genel Bakış

Bilimsel ve yarı-bilimsel literatür incelendiğinde, “Bölünmüş Gerçekçilik” teriminin (henüz) sabitlenmiş bir kuramsal terimden çok, farklı toplulukların, gerçekçi temsilin sık sık askıya alındığı, kırıldığı veya başka bir anlamlandırma rejimi tarafından üzerinin örtüldüğü anları adlandırmak için kullandıkları bir “tanımlayıcı” olduğu görülür. Bu ifade en tutarlı şekilde film çalışmalarında, zaman zaman edebiyat eleştirisinde ve daha serbest bir şekilde çağdaş resim söyleminde karşımıza çıkar ve burada genellikle benzer etiketlerle (örneğin “bozulmuş gerçekçilik”) örtüşür. Aşağıda bu kullanımlar ele alınmakta, daha yerleşik çerçevelere (Brecht’in bölünme teorisi; modernist “bölünme estetiği”) olan yakınlıkları belirtilmekte ve anlamlara yönelik bir çalışma haritası önerilmektedir.

 

Film ve Medya çalışmaları: Montajdan “Yükseltilmiş, Bölünmüş Gerçekçilik”e

Terimin en açık eleştirel kullanımlardan biri, Dušan Makavejev üzerine yapılmış sinemasever akademik çalışmalardan gelmektedir. Benjamin Halligan, Raymond Durgnat’ın Senses of Cinema için yazdığı WR: Mysteries of the Organism kitabını incelerken, Makavejev’in belgeseli ve kurguyu bir araya getiren kolajını “yükseltilmiş, bölünmüş gerçekçilik” olarak tanımlamaktadır.[13] Bu estetik, gerçekçiliğin heterojen eklemelerle (propaganda filmleri, didaktik sekanslar, cinsel eğitim filmleri) delindiği bir estetiktir ancak film için temel olmayı sürdürür, film sürekli olarak buraya geri döner.

Daha sistematik olarak, Alexandra Watson’ın (Cape Town Üniversitesi) “sapkın gerçekçilikler” üzerine yazdığı yayımlanmamış doktora tezi, “süreklilik kurgusunun normlarından sapma sonucu ortaya çıkan bölünmüş gerçekçiliği paylaşan” bir dizi eseri tanımlamaktadır.[14] Başka bir deyişle, gerçekçi “diegesis”, kurgu grameri düzeyinde (eksiltmeler, süreksizlikler, eklemeler) kesintiye uğramakta ve “içine alma” ile bölünme arasında gidip gelen melez bir mod oluşturmaktadır. Watson tezinin girişinde bu bölünmeleri hem biçimsel (kurgu sapmaları) hem de algısal (izleyicinin bölünme deneyimi) olarak değerlendirir ve bunları Buñuel’in sonraki filmleri ve Neil Jordan’ın çalışmalarıyla birlikte ele alır.

Film eleştirisi kullanımlarında “bölünmüş gerçekçilik”, genellikle politik veya epistemik hedefler içeren karşı modlar (belgesel kolaj, deneme tarzı anlatım, yorumlamacı eklemeler) tarafından tekrar tekrar bozulan gerçekçi bir alt tabakayı ifade eder: Bölünmeler, “gerçek”in kurgusal yapısını ortaya çıkarırken, okunabilirliğini de korur. Bu küme, Brechtçi montaj ve bölünme yoluyla yabancılaşma gibi modernist stratejilerle yankı bulur.

 

Edebiyat Eleştirisi: Güçlü Kavramsal Arka Plan, Dağınık Kullanım

Edebiyat çalışmalarında, “bölünmüş gerçekçilik” ifadesi seyrek görülür. Nicholas Robinette’in Realism, Form, and the Postcolonial Novel adlı kitabının bir incelemesi, kitapta kullanılan terimler arasında “deneysel gerçekçilik, bölünmüş gerçekçilik veya epistemolojik gerçekçilik”i sıralar ve bağlamsallaştırma eksikliğini nazikçe eleştirir; bu da, bu etiketlerin kodlanmış bir ekole işaret etmediğini, daha ziyade sezgisel olarak kullanıldığını gösterir. (İncelemenin “yeterli bağlamsallaştırma olmadan ortaya çıkar” şeklindeki ifadesi, terimin kanonik olmayan statüsünü ortaya koyar.[15]

Buna karşın gerçekçilikte ya da gerçekçiliğe karşı bölünme konusundaki kuramsal temel, başka bir terminoloji kullanılmasına rağmen sağlamdır. En belirgin örnek, Ástráður Eysteinsson’un “Gerçekçilik, Modernizm ve Bölünme Estetiği” başlıklı uzun makale, modernist yazının şoklar, bölünmeler ve biçimsel süreksizlikler yoluyla gerçekçi şeffaflığı nasıl kesintiye uğrattığını inceler ve bölünmeye edebiyat tarihinde sadece betimleyici değil, kavramsal bir rol verir.[16] Eysteinsson, “bölünmüş gerçekçilik”i sıradan bir etiket olarak değil, daha fazlası olarak ele almak için en zengin çerçeveyi sunar: Bölünme, anlatı dikkatini ve okuyucu tepkisini yeniden düzenleyen bir prosedür olarak kuramsallaştırılır.

Bir bütün olarak ele alındığında, literatürde “bölünmüş gerçekçilik” kavramının, gerçekçi metinlere düzenli olarak denemesel, belgesel, meta-kurgusal veya lirik kesintiler ekleyen, kullanışlı ve standart dışı bir açıklama işlevi gördüğü anlaşılmaktadır. Edebiyat kuramındaki kavramsal meşruiyeti, bu ifadenin sıklığından çok, modernist (ve postmodern) bir işlem olarak bölünmeye ilişkin iyi ifade edilmiş açıklamalara yakınlığından kaynaklanmaktadır.

 

Öncüller ve Benzerler: Brecht ve Kesintinin Kodifikasyonu

Bölünmeyi bir teknik olarak adlı adınca normalleştiren bir gelenek varsa, o da Brecht’in epik tiyatrosudur. Brecht’in pratiği ve kuramı, sürükleyici özdeşleşmeyi önlemek ve eleştirel izlemeyi harekete geçirmek (Verfremdungseffekt) için “bölünme”leri (donmalar, altyazılar, şarkılar, yeniden çerçevelemeler) öncelikli kılar.[17] Britannica’nın özeti açıktır: Epik tiyatro “genellikle hikayeyi keserek izleyiciye doğrudan hitap eder.”[18] Walter Benjamin’in Understanding Brecht adlı eseri de, eylemleri epizodik olarak çerçeveleyen kesintilerin geciktirici işlevini vurgular.[19] Bu kaynaklar “bölünmüş gerçekçilik” ifadesini kullanmasa da bölünmeyi, performansın içinden gerçekçiliğe (ve natüralist tiyatroya) etki eden biçimsel ve politik bir strateji olarak kesin bir şekilde kodlamaktadırlar.

Bu Brechtçi arşiv, daha sonraki eleştirmenlerin; gerçekçi yüzeylerin başlıklar, belgesel ekler, didaktik açıklamalar veya montajlarla sık sık kesintiye uğradığını gördüklerinde neden “bölünmüş gerçekçilik” gibi bir ifadeye kolayca başvurduğunu açıklamaktadır: İfade yeni olsa da yöntem klasiktir.

 

Çağdaş Sanat Söylemi: Resimsel Öz Tanımlama ve Harekete Yakın Kullanım

“Bölünmüş gerçekçilik” teriminin en serbest dolaşımı resim alanındadır - genellikle akademik sanat tarihinden çok sanatçı açıklamalarında ve sergi eleştirilerinde karşımıza çıkar. Örneğin ressam Ariane Luckey, kazıma ve sadeleştirme yöntemini “geriye kalanları” bırakarak “kişisel bir bölünmüş gerçekçilik sağlamak” olarak; bulanıklık, aşınma ve eksikliğin temsili birikimi kesintiye uğratmasına izin veren bir yol olarak tanımlar.[20] New American Paintings dergisinde yer alan Jered Sprecher hakkındaki eleştiri de benzer şekilde “‘Memory Device’ın bölünmüş gerçekçiliği”ni över ve bu ifadeyi, göstergesel detaylar ile desen/soyutlama arasındaki yerleşimsel salınımı tanımlamak için kullanır.[21] “Illustration Art” blogu, figüratif tasvirin aynı tuvalde resimsel illüzyonu reddeden yüzey izleriyle bir arada var olduğu bir eğilim için eleştirmenlerin icat ettiği “discombobulation” (karışıklık), “Kanevskyfication” (Kanevskyleştirme) ve “interrupted realism” (bölünmüş gerçekçilik) terimlerine dikkat çeker.[22]

Bu daha gevşek ekosistem, küratörlük/yayıncılık alanında “disrupted realism” (engellenmiş gerçekçilik) olarak yerleşiklik kazanmış bir kategoriyle “bölünmüş gerçekçilik”in birbirleriyle eşanlamlı gibi kullanılmasını da açıklamaktadır (John Seed’in Disrupted Realism: Paintings for a Distracted World adlı yapıtı, hafıza/teknoloji etkileri sonucundafigürasyonlarını değiştiren 38 ressamı incelemektedir).[23] Bu iki etiket tanım olarak büyük oranda örtüşse de, “engellenmiş” terimi genellikle çağdaş bir akımı tanımlamak için kullanılırken, “bölünmüş” terimi bir ekolün özel adı olmaktan ziyade algılama ve yaratma ritmini (dur-başla, gizle-açığa çıkar) ifade eder.

 

Çeşitli Erken Referanslar

“Bölünmüş gerçekçilik” ifadesi tiyatro eleştirilerinde de zaman zaman karşımıza çıkar - 1965 yılında BG News’de yayımlanan, Blood Wedding adlı bir kampüs prodüksiyonunun “Interrupted Realism” başlıklı eleştirisi buna bir örnektir, ancak bu tür örnekler, terminolojik önerilerden çok manşet retoriği gibi okunmalıdır (teorik dayanaklardan çok etimolojik ilginçlikler olarak yararlıdırlar.)[24]

 

Anlamları Haritalandırmak

Bu alanların hepsinde aile benzerliği açıktır:

Sinematik kullanım (en güçlü): Karşı modlar (belgesel, propaganda ekleri, öğretici pasajlar, fantezi) veya süreklilikten sapmaların düzenlenmesiyle bozulan gerçekçi bir temel; bu etki, “içine alma” ve eleştiri arasında gidip gelir (Makavejev; Buñuel/Jordan in Watson).

Edebi kullanım (dağınık): Gerçekçi kurgu içindeki melezlik veya düşünümsellik için bir etiket niteliği taşır; kuramsal olarak “bölünmüş gerçekçilik” adlı kanonik bir kategori yerine modernist “bölünme estetiği” ile desteklenir.

Resimsel kullanım (popüler): Kısmi bir uzlaştırım ifadesidir - illüzyonu terk etmeden onu kesintiye uğratan silmeler, silintiler veya grafik katmanlarla bir arada var olan figürler (Luckey; Sprecher; Kanevsky’ye yakın uygulamalar) söz konusudur.

Burada farklı olan, bölünmenin işlediği düzeydir: Filmde kurgusal/zamansal; edebiyatta anlatısal/denemesel; sanatta resimsel/yüzeysel. Kullanımları birleştiren şey, gerçekçiliğin atılmamasıdır; gerçek düzenli olarak durdurulur, yeniden çerçevelenir veya başka bir kodla çarpışır - derin Brechtçi öncülü olan bir duruştur bu.

 

Kuram Oluşturma Değerlendirmesi

Sonuç olarak “bölünmüş gerçekçilik” çeşitli alanlarda referansları görülen, kullanılabilir bir kavramdır ancak kanonik bir tanımı yoktur. Film çalışmaları en açık kullanımları sunarken, edebiyat çalışmaları güçlü benzer kuramlara (Eysteinsson; Brecht/Benjamin) sahiptir, ancak tam olarak bu etiket altında standartlaştırılmış terminolojiye pek rastlanmaz. Sanat eleştirisinde, terim betimsel olarak üretkendir, ancak aynı zamanda geçirgendir ve “engellenmiş gerçekçilik”e doğru kaymaktadır.”

Bu terimi sabitlemek isteyenler için (örneğin çağdaş, ekran-doygun algı teorisinde), tarihsel kaynaklar mevcuttur: Brecht’in kodlanmış bölünmeleri (altyazılar, şarkılar, donmalar) ve edebi bir prosedür olarak modernist bölünme (Eysteinsson) gerçekçi bir ufku korurken zamansal, söylemsel ve yüzeysel bölünmeleri kapsayan sıkı bir tanımın temelini oluşturabilir.

 

(Cihaz Olarak Değil) Ontoloji Olarak Ekran

Akıllı telefon, cepte taşınan basit bir dikdörtgen değildir. Somutlaşmış zamanı bölünebilir aralıklar alanına dönüştüren zamansal bir operatördür. Bir bildirimin olasılığı bile şimdiki zamanın fenomenolojisini değiştirir: Paralel, dengeli bir akış oluşturur. Sonuç, çift-zamanlı bir bilinçtir: Bir yanda bedenleşmiş akış (kahvenin sıcaklığı, sokak gürültüsü, birinin sesi) dururken, diğer yanda ekran akışı, yani ihlal etmek üzere algoritmik olarak sıraya girmiş, gizil “bir sonraki” şey (mesaj, uyarı, klip, manşet) vardır.

Bölünmüş Gerçekçilik bu çift-zamansallığı temsil eder. Teknikleri arasında şunlar bulunur: (1) müdahaleler (metin dışı görseller, zaman damgaları, akışlar), (2) melez formatlar (imgeler, videolar, “gönderiler”, şarkı parçaları), (3) değişken sesler (konuşma dili ↔ kuramsal dil) ve (4) parçalı sahne akışları - bunların bölünmeden sonra yeniden başlaması anlatıyı asla tam olarak yeniden dengeleyemez.

 

Öncülleri Olan Bir Tipoloji

Edebi Öncüller

David Foster Wallace, Infinite Jest (1996).[25] Wallace’ın meşhur dipnotları, okumayı yinelemeli bir gidip gelmeye yönlendirerek, daha tarayıcılar bunu normalleştirmeden önce sekme atlamayı simüle eder. Kitabın meta altyapısı, bilişsel çıkıntıyı modeller: Her zaman başka bir referans, danışılacak başka bir “pencere” vardır. Bölünmüş Gerçekçilik, bunu basım deneyi olmaktan çıkarıp ortam koşulu haline getirir.

Mark Z. Danielewski, House of Leaves (2000).[26] Tipografik yönelim şaşırtmaları (döndürülmüş sayfalar, dağınık notlar, metinsel tüneller) kodeks içinde bölünmeyi somutlaştırır. Gövdeyi biçime uymaya zorlar (sağdan sola çevir, baş aşağı çevir, ara), arayüzlerin dikkat koreografisini nasıl gerçekleştirdiğini öncesinden gösterir.

Jennifer Egan, A Visit from the Goon Squad (2010).[27] PowerPoint bölümü, iş yazılımlarının anlatısal ifadeyi nasıl ele geçirdiğini ortaya koyar. Roman, formatların sızdırdığı bir dünyayı duyurur, medyalar arası geçişleri yansıtır.

Diğer basılı örnekler: Jonathan Safran Foer’in Tree of Codes (kalıp kesim silmeler) ve Abrams/Dorst’un S. (paralel hikaye olarak kenar notları) çoklu okumayı dramatize eder, ancak bu, gündelik ontoloji değil, ustaca yaratılmış anomaliler olarak yapılır.

 

Sinematik Öncüller

Jean-Luc Godard. Pierrot le Fou (1965) ve daha sonra Goodbye to Language’da (2014) Godard sloganlar, jingle’lar ve gerçeklikten uzak 3D ile anlatıyı kesintiye uğratır; sinemanın deneme niteliğinde bir kolaj olması gerektiğini ısrarla savunur - bu, uyutulmama konusunda erken bir pedagoji örneğidir.

Michael Haneke, Funny Games (1997/2007). Karakterler kameraya hitap ederek dördüncü duvarı yıkar ve izleyiciyi suçlar. İzleyici, mesafenin sunduğu korumayı kaybeder – bu da izleyicilerin görünür olduğu bir sosyal medya çağını öngörür.

“Screenlife” filmleri (Unfriended, Searching). Anlatı masaüstlerinde gelişir; anlatısal alan arayüzdür. Bu filmler, ekranın oda olduğu ve her sahnenin mizansenine bölünmelerin dahil edildiği bir dünyayı ifade eder.

Kiarostami, von Trier ve melez formlar. Kiarostami’nin Close-Up filmi (1990) belgesel ile kurguyu birleştirir; von Trier’in The Five Obstructions filmi (2003) ise kısıtlamayı bölünmenin itici gücü haline getirir. Öncüllerin ortak noktası, bölünmeye yol açan dürtünün uzun bir geçmişe sahip olmasıdır; günümüzde bu dürtü altyapıya dönüşmüştür.

 

Vaka Çalışması: Cem Akaş - Sözcüklerin Anlamı[28]

Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı başlıklı romanı, çağdaş Türk kurgusunda Bölünmüş Gerçekçilik’i dikkat çekici bir şekilde sürdüren bir yapıttır. Romanın ana teması -İstanbul’da Demir ve Duru arasındaki ilişki- kısa aforizmalar, sözde akademik mini denemeler, akış parçaları, şarkılar, güncel mikro yorumlar, fotoğraflar ve videolarla sürekli olarak kesilir. Burada önemli olan nokta, bunların bölümler arasındaki dekoratif “kesme”ler olmamasıdır; bunlar sahnelere nüfuz eder ve okuyucunun dikkatini baştan sona yeniden odaklar. Sonuç, günlük yaşamla yapısal olarak izomorfik olan bir okuma deneyimidir: Bölünmemiş bir anlatı akışında kalamazsınız, yaşadığınız gibi okursunuz — bölünmeyi entegre ederek.

 

Büyük Bölünme: Dünya Çapında Elektrik Kesintisi, Dünya Çapında Akış

Romanın başında, üç gün süren küresel elektrik kesintisi romanın makro bölünmesi haline gelir: Olayın nedeni, çok çeşitli söylenti ekolojileri (devlet komplosu, güneş anomalileri, “uzaylılar”) doğurur. Elektrik kesintisi sadece bir olay örgüsü değildir, bir tür medya ontolojisi alegorisi işlevi görür - devasa bir anahtar açılıp kapatılır ve ardından varsayımlara dayalı akışlar (kuramlar, gözetim parçacıkları, “viral” açıklamalar) çoğalır. Bu çoğalmalar, düz yazıda iç içe geçmiş kayıtlar olarak görünür: sahte haber tonu, felsefi notlar, alaycı yan yorumlar, lafazan “gönderi”ler.

 

Mikro Bölünmeler: Aforizma, Slogan, Şarkı, Gönderi, Görüntü

Anlatı boyunca, genellikle tipografik olarak kaydırılmış tek satırlık özdeyişler yer alır — “Mutluluk bir tutumdur” veya “Dayanışma > Adalet” veya “aracı taktikleri” gibi. Bunlar kısa biçimli gönderiler gibi işlev görür - az önce okuduğunuz veya okumak üzere olduğunuz sahneyi yeniden çerçeveleyen “tweet” uzunluğunda araya girme ifadeleridirler. Şarkılar (örneğin, lvbel c5, Sagopa Kajmer, no.1 & Melek Mosso) gerçekçi akışı sesli memetik anılarla delik deşik eder ve TikTok’un görüntüden kancaya geçişini taklit eder. Yarattığı etki, konudan sapma değil, eşzamanlı kanallar gibidir - sanki kitabın “bir kulaklığı takılı”dır.

 

Paratekstüel Ansiklopedizm: Sahte Girişler ve Mini Denemeler

Kitap, düzenli olarak ansiklopedik maddeler (“Vücut Kıllarının Kökenleri”), sahici görünümlü sahte politika notları (“Devletin ayakkabıyla mesafeli ilişkisi”), spekülatif sosyo-ekonomi ve mikro tarihler sunar. Bunlar denk getirilmiş süslemeler değildir; okurun dikkatini daha geniş sistemlere -hukuk, bürokrasi, altyapı- yönlendirip ardından tekrar Demir-Duru’ya döndürürler. Bu değişim, çağdaş yaşamı tanımlayan içe kapanık odaklanma ve sistemik gürültü arasındaki bilişsel geçişi yeniden üretir.

 

Nesne Montajı ve Hafıza Mimarisi

Tekrarlanan bir sahnede Duru, uzun bir masaya tarihi efemeralar (1920’lerden bir şapka, savaş karne kartı, Eurovision kostümü, Ecevit’in mavi gömleği, Demirel’in şapkası, eski banknotlar, otobüs biletleri, oyuncak arabalar vb.) dizmektedir. Soluk kesici tek bir liste halinde sunulan bu envanter, isimlerle bir montaj yaratır. Bu liste, müze benzeri bölünmüş bir gerçekçilik ortaya koyar: Görünüşte gerçekçi bir oda, bir arşiv arayüzüne dönüşür. Göz artık tek bir nesne üzerinde durmaz, algoritmik komşuluk (neden bu komşular?) ile örtük yorumlara yol açan bir dizi nesnenin üzerinde gezinir. Sahne gerçekçidir, ancak deneyim dijitaldir: Odaklanma yerine seçim ve tarama.

 

Dil Oyunları: “Aşk Sözlüğü” ve Özel Protokoller

Romanın ortasında Demir ve Duru özel bir sözlük (“Aşk Sözlüğü”) geliştirir: Sözcük türetmeleri (“epermek”), anlamsal değişimler (örneğin günlük sözcüklerin tersine çevrilmesi) ve çifte özgü bir protokol oluşturan yeniden yazımlar görülür. Bu sadece bir kapris değildir; platformların kendine özgü kodlar (emojiler, çıkartmalar, iç şakalar, “meme” şablonları) aracılığıyla ilişkisel yapıyı nasıl şekillendirdiğini alegorik olarak sergiler. Buradaki bölünmeler kişisel niteliktedir: Sevgililer, toplumsal düzlemde paylaşılan kodu aralıklı olarak değiştiren paralel bir dil kullanırlar. Okur, uygulamalar ve gruplar arasında olduğu gibi, bu dili öğrenmeli ve sürekli bağlamdan bağlama sıçrayabilmelidir.

 

Somutlaşmış Kriz ve Ekran Rahatlığı

Canlı bir sahne: Demir gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırılır ve bu olay somatik bir aciliyetle (korku, fiziksel aşağılanma) anlatılır. Sahne, alaycı bir üslupla ve memetik bir tonla bağlantılanır - hastalık ve akış sesi birbirine nüfuz eder. Roman, bedenin ve arayüzün ayrılmasını reddeder; gerçekçiliği, iki akışın karşılıklı kirlenmesidir.

 

Dikkat Ekolojisi Olarak Sokak Siyaseti

Metin, sokak toplantılarının, polis müdahalelerinin, göz yaşartıcı gazın ve siyasal söylentilerin sahnesidir - bunlar teslimat uygulamaları, pizza siparişleri ve platform lojistiği ile yan yana durur. Metin, çok modlu bir not defteri gibi okunur: Protesto sloganları, politika parçacıkları, Telegram tarzı fısıltılar ve kişisel yorumlar bir aradadır. Böylece gerçekçi betimleme, medya dolaşımının izleriyle iç içe geçer. Siyaset, bir dikkat ekolojisi olarak ortaya çıkar: Kim, kimi, ne zaman ve ne kadar güçle bölebilir?

 

Neden Bölünmüş Gerçekçilik (ve Sadece Postmodernizm Değil)

Biçimsel olarak, kitabın bölünmeleri metatekstüel göz kırpmaları veya ironiler değil, fenomenolojik taahhütlerdir. Sahne ve parça, samimiyet ve gönderi arasındaki salınım, yazarın süslemesi değil, akışlar arasında yaşanan yaşamın asgari gerçekçiliğidir. Yapıt böylece bu makalenin tezini doğrulamaktadır: Bölünme, temsili zayıflatmak için seçilen bir araç değil, temsilin koşuludur. Okuyucu, romanı bir günü deneyimlediği gibi deneyimler: Okuma anında gerçekleştirilen çift zamanlı sentez zaten günümüz yaşamının formudur.

 

Bölünmüş Gerçekçiliğin Şiirselliği: Araçlar ve Etkiler

Kuramsal bir sözcük dağarcığını pekiştirmek için, tekrar eden beş araç ve bunların bilişsel etkileri sunulabilir:

1.      Parça Ekleme (Shard Insertion): bir ila üç satırlık aforizmalar, sloganlar, lirik kancalar. Etki: dikkati sıfırlamak; yanal çağrışımı tetiklemek; “gönderi” ritmini simüle etmek.

2.      Biçim Melezliği (Formal Hybridity): kurgusal “gönderiler”, sohbet parçacıkları, gerçeğe öykünen politika notları, sözde “tweet”ler. Etki: format değiştirme; okuru, görmeden arayüzü çıkarsamaya alıştırır.

3.      Montaj Listesi (Montage-List): isim dizileri, numaralandırmalar, nesne beslemeleri, envanterlenmiş sahneler. Etki: tarayarak okuma; derinlikten çok seçimi ve yan yanalığı ön plana çıkarır.

4.      Ses Salınımı (Register Oscillation): konuşma dili ↔ kuramsal dil, samimi ↔ sistemik. Etki: bağlam değiştirme maliyeti; kodlar arası sentez çalışmasını dramatize eder.

5.      Sahne Sürekliliğinin Kırılması (Broken Scene Continuity): asla tam olarak stabilize olmayan ve hep başka bir moda kayan sahneler. Etki: bitmemişlik; tam anlamıyla içine almanın/girmenin imkansızlığını hissettirir.

Akaş’ın romanı bu beş aracı yoğun bir şekilde ve dönüşümlü olarak kullanır. Önemle belirtmek gerekir ki tekrar, fazlalık değildir; kitabın bölünmeye alışmayı nasıl modellediğini göstermektedir.

 

Etik ve Politika: Maruz Kalma ve Özen Olarak Bölünme

Bölünme genellikle dikkatin bozulması olarak, hayıflanılacak bir şey gibi görülür. Ancak Brecht’in bildiği gibi, akışı kesmek etik bir güç oluşturabilir: İllüzyonun mekanizmasını ve normların şiddetini ortaya çıkarır. Bölünmüş Gerçekçilik, yapısal güçleri hissettirerek gerçekçiliği yeniden siyasallaştırabilir - sadece ifşa yoluyla değil, okumanın kinestetiği yoluyla da. Bir koddan diğerine geçmenin, yarıda bırakılana geri dönmenin, samimi ve sistemik talepleri uzlaştırmanın maliyeti hissedilir.

Bunun yanı sıra romandaki çiftin kendilerine ait sözlüğü ve samimiyet anları (kahve, köpekler, söz şakaları) bir karşı etik önerir: Bölünme fırtınası içinde bir başkasına dikkatini vermeyi sürdürmek. Bölünmüş Gerçekçilik böylece mikro sığınaklar sahneleyebilir - dünyadan kaçış değil, dünya içinde ilgiyi sürekli tutma pratiğidir.

 

Metodolojik Sonuçlar

Anlatı kuramı açısından Bölünmüş Gerçekçilik, olay örgüsü/biçimcilikten dikkat biçimciliğine bir dönüşü teşvik eder: Yapıtların algısal geçişleri, bellek tamponlarını ve devam işaretlerini nasıl koreografik olarak düzenlediğini öne çıkarır. Medya çalışmaları için, görünüşte “basılı” yapıtların içindeki format işaretlerinin analizini teşvik eder; romanlar artık arayüz taklitçileridir. Karşılaştırmalı edebiyat açısından Bölünmüş Gerçekçilik, kültürler arası yakınsamaları vurgular: Farklı diller ve pazarlar, aynı ontolojik koşulu biçimlendirmek için farklı araçlar icat edebilir.

 

Sonuç: Platformlardan Sonra Gerçekçilik

Klasik gerçekçi roman, burjuva içselliğiyle; bölünmüş gerçekçi roman ise platformlaştırılmış dikkatle ortaya çıkar. Amaç, dikkat dağınıklığını fetişleştirmek ya da kaybolan uyumun yasını tutmak değil, halihazırda sürdürdüğümüz çift zamanlı yaşamı belgelemektir. Cem Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı adlı yapıtı, şu soruya biçimsel olarak tutarlı bir cevap sunmaktadır: Ekrandaki akış ihlal etmeyi hep sürdürürse gerçekçilik ne hale gelir? Romanın önerdiği yanıt, pes etmek değil, tanımaktır: Süreğen “coitus interruptus” koşullarında anlam yaratmak için yeni bir poetika gereklidir.

 

Çeviri: Adnan Abalı



[1] Bertolt Brecht, Brecht on Theatre: The Development of an Aesthetic, haz. John Willett (New York: Hill and Wang, 1964), 91.

[2] Brecht, Brecht on Theatre, 71.

[3] T. S. Eliot, The Waste Land (New York: Boni and Liveright, 1922), l. 430.

[4] John Barth, “The Literature of Exhaustion,” Atlantic Monthly 220, no. 2 (1967): 29–34.

[5] Jean-François Lyotard, The Postmodern Condition: A Report on Knowledge, çev. Geoff Bennington ve Brian Massumi (Minneapolis: University of Minnesota Press, 1984), xxiv.

[6] Jean Baudrillard, Simulacra and Simulation, çev. Sheila Faria Glaser (Ann Arbor: University of Michigan Press, 1994), 2.

[7] Walter Benjamin, “The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction,” Illuminations içinde, haz. Hannah Arendt, çev. Harry Zohn (New York: Schocken Books, 1969), 239.

[8] Marshall McLuhan, Understanding Media: The Extensions of Man (New York: McGraw-Hill, 1964), 7.

[9] Lev Manovich, The Language of New Media (Cambridge, MA: MIT Press, 2001), özellikle 27–48 (dijital temsil, modülerlik, otomasyon, değişkenlik).

[10] N. Katherine Hayles, “Hyper and Deep Attention: The Generational Divide in Cognitive Modes,” Profession (2007): 187–199.

[11] Jonathan Crary, 24/7: Late Capitalism and the Ends of Sleep (Londra: Verso, 2013), 9.

[12] Wendy Hui Kyong Chun, Updating to Remain the Same: Habitual New Media (Cambridge, MA: MIT Press, 2016), 1–18.

[13] Benjamin Halligan, “WR: Mysteries of the Organism by Raymond Durgnat,” Senses of Cinema 11 (Aralık 2000), çevrimişçi. Halligan Makavejev’s montajını “a yükseltilmiş, bölünmüş bir gerçekçilik” olaqrak niteler.

[14] Alexandra Watson, Deviant Realisms and the Cinematic Representation of the Transgressed Body (Yayımlanmamış doktora tezi., University of Cape Town, 2017), özellikle “Sunuş”: “süreklilik kontrolünün normlarından ayrılmayla ortaya çıkan bölünmüş bir gerçekçiliği paylaşan filmler.”

[15] Eleştiri: Nicholas Robinette, Realism, Form, and the Postcolonial Novel (Palgrave Macmillan, 2014), Cambridge Journal of Postcolonial Literary Inquiry (2016) içinde; “deneysel gerçekçilik, bölünmüş gerçekçilik, ya da epistemolojik gerçekçilik” gibi terimlerin varlığına dikkat çeker. 

[16] Ástráður Eysteinsson, “Realism, Modernism, and the Aesthetics of Interruption,” The Concept of Modernism (Ithaca, NY: Cornell University Press, 1992) içinde, 179–242.

[17] “Interruptions (epic theatre),” Brechtçi teknik geleneğinde bölünmelere genel bakış ve alıntılar. Wikipedia.

[18] “Epic Theatre,” Encyclopaedia Britannica, formun ana unsuru olarak izleyiciye doğrudan seslenme ve kasıtlı bölünmeleri sayar. 

[19] Walter Benjamin, Understanding Brecht (çev. Anna Bostock; London/New York: Verso, 1983), özellikle bölünmelerin ve epizodik çerçevelemenin geciktirici işlevi hakkında.  

[20] Ariane Luckey, “Artist’s Statement,” silme/sadeleştirme’nin “kişisel olarak bölünmüş bir gerçekçilik yaratması”nı ele alır. www.arianeluckey.com/about

[21] Steven Sergiovanni, “Pattern Recognition: Jered Sprecher at Jeff Bailey Gallery,” New American Paintings blog (2012), Memory Device’ta görülen bölünmüş gerçekçilik tanımlanır. www.newamericanpaintings.com.

[22] Illustration Art blog (2019), (Kanevsky tarzı karışık figüratif/soyut resim eğilimleri hakkında eleştirmenlerin “bölünmüş gerçekçilik” benzeri terimler türetmesi hakkında bir yorum silsilesi. www.illustrationart.blogspot.com.

[23] John Seed, Disrupted Realism: Paintings for a Distracted World (Schiffer Publishing, 2019); yayıncının notu, bu eğilimi çağdaş bir akım olarak konumlar. www.schifferbooks.com. 

[24] Erken dönem haber referansı için bkz. BG News (BGSU), “Interrupted Realism,” 10 Aralık 1965 (arşiv). www.lib.bgsu.edu.

[25] David Foster Wallace, Infinite Jest (Boston: Little, Brown, 1996).

[26] Mark Z. Danielewski, House of Leaves (New York: Pantheon, 2000).

[27] Jennifer Egan, A Visit from the Goon Squad (New York: Alfred A. Knopf, 2010).

[28] Cem Akaş, Sözcüklerin Anlamı (İstanbul: Can, 2025).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.