Özet
Bu makale,
dijital koşullarda gerçekliği nasıl deneyimlediğimizi biçimlendiren yeni bir
edebi/sanatsal mod olarak “Bölünmüş Gerçekçilik”i (Interrupted Realism) önermektedir:
Üç boyutlu, somutlaştırılmış bir akış, ikinci bir ekran tabanlı akışla sürekli
kesişmektedir. Brechtçi yabancılaşma ve postmodern parçalanma, tarihsel olarak
sürükleyici özdeşleşmeyi önlemek için kasıtlı stratejilerken, Bölünmüş
Gerçekçilik ontolojiktir: Kesintinin normal yaşam biçimi olduğu bir dünyayı
yansıtır. Telefonun titreşimi, bildirim sesi, seri akış, sekmeler arasında
gidip gelme - bunlar artık önceden var olan istikrarlı bir sürekliliği
kesintiye uğratmaz; deneyimin kendisini oluştururlar. Brecht, Benjamin,
McLuhan, Lyotard, Jameson, Baudrillard, Manovich, Hayles, Crary, Chun ve
diğerlerinden yararlanan bu makale Bölünmüş Gerçekçilik’i yabancılaşma
soyağacının içine yerleştirirken, ağ platformları ve algoritmik dikkat çağında
ayırt edici özelliklerini ele alıyor. Edebiyattaki (Wallace, Danielewski, Egan)
ve sinemadaki (Godard, Haneke, Kiarostami, “screenlife” filmleri) anahtar
öncülleri inceledikten sonra makale Cem Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı
(2025) adlı romanı özelinde geniş bir vaka çalışması sunuyor. Bu roman,
gerçekçi sahneleri aforizmalar, sözde akademik mini denemeler, sosyal medya
benzeri parçalar ve lirik fragmanlarla sürekli olarak böler. Romanın biçimi,
“asla bitmeyen coitus interruptus”u, yani somut ve sanal akışlar arasında
sürekli bir müdahale modelini canlandırarak, Bölünmüş Gerçekçilik’in bilişsel,
estetik ve etik önemini gösteren mükemmel bir örnek sunar. Sonuç bölümünde,
anlatı teorisi, medya felsefesi ve gerçekçi temsilin geleceği için çıkarımlar
özetlenmektedir.
Giriş: “İçine Alma”dan “Müdahale”ye
Gerçekçiliğin
kanonik vaadi -Balzac’ın toplumsal bütünlüğü, Flaubert’in ayrıntılı gözlemi,
Eliot’un ahlaki psikolojisi- “içine alma” (immersion) üzerine kuruluydu:
Sürekliliği olan bir dünyaya girme hissi. Modernist ve postmodernist
müdahaleler bu vaadi parçalanma, montaj, öz referans ve ironi yoluyla yeniden
işledi; ancak önemli olan, bunların estetik seçimler olmasıydı. Günümüzde “içine
alma”, bir temel olarak tarihsel geçerliliğini yitirmiştir; bunun nedeni,
yazarların bunu bozmaya karar vermeleri değil, deneyimlenen yaşamın zaten
bozulmuş olmasıdır. Artık iki eşzamanlı zamansallıkta yaşıyoruz: (1)somutlaşmış,
mekansal olarak konumlandırılmış bir zaman çizgisi ve (2)“push” bildirimleri, akışlar,
klipler ve sohbetlerden oluşan ve ekrandan izlenen zaman çizgisi. Algı
alanımız, bu zaman çizgileri arasındaki bir kesişim örüntüsüdür.
Bölünmüş Gerçekçilik’i
(Interrupted Realism); bölünmeyi yapıtın ontolojisine entegre ederek bu
girişim modelini temsil eden edebi ve sanatsal formlar kümesi olarak
tanımlıyorum. Burada on dokuzuncu yüzyıl mimesisine geri dönerek değil, çağdaş
deneyimin dokusuna sadık kalarak ortaya çıkan bir “gerçekçilik” söz konusudur. “Asla
bitmeyen coitus interruptus” metaforu, duygusal kaydı ifade eder: Akış arzusu,
kırılmanın yapısal kesinliğiyle karşılaşır; süreklilik yaklaşır, bölünür,
yeniden başlar ve tekrar bölünür - kapanamadan.
Makale şu
şekilde ilerliyor. İlk olarak hem borçları hem de mesafeleri netleştirmek için kuramsal
bir soyağacını (Brecht → modernizm → postmodernizm → medya teorisi) yeniden
inşa ediyorum. İkinci olarak, ekranı “harici bir cihaz”dan ziyade zamansal bir
altyapı olarak tanımlıyorum. Üçüncü olarak, edebiyat ve sinemadaki dünya
örnekleri aracılığıyla Bölünmüş Gerçekçilik tipolojisini geliştiriyorum.
Dördüncü olarak, Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı adlı yapıtını, çağdaş Türk
kurgusunda bu türün sürdürülebilir bir örneği olarak alıntılarla sunuyorum. Son
olarak da anlatı çalışmaları ve medya kuramı için metodolojik ve etik
çıkarımlarda bulunuyorum.
Literatür İncelemesi: Yabancılaşma, Parçalanma, Kesinti
Brecht ve
Yabancılaştırma Politikası
Brecht,
kesintiyi bir pedagoji olarak kodlamaktadır. Verfremdungseffekt adını
verdiği kavram, görünür bir aparat ortaya koyar: doğrudan hitap, şarkı,
yansıtılan başlıklar, açıkta kalan ışıklar - trans halini bozan ve bilişi
zorlayan araçlar. Onun ifadesiyle tiyatro tanıdık olanı “tanıdık olmayan” bir hale
getirmeli ve empati yerine analizi teşvik etmelidir.[1] Brecht,
iyi bilinen bir karşılaştırmada, dramatik tiyatrodaki pasif tanımayı epik
tiyatrodaki aktif incelemenin karşısına koyar: İkincisi, “Bunu hiç
düşünmemiştim... Bu sona ermeli,” diyen izleyiciyi yaratır.[2]
Bölünmüş
Gerçekçilik, Brecht’in bilişsel aktivasyon üzerindeki vurgusunu açıkça miras
alır, ancak burada nedensellik tersine döner. Brecht, “içine alan” illüzyona
karşı koymak için kesintiye zorlar; Bölünmüş Gerçekçilik ise zaten içine
almayan hayatı kaydeder. Bir zamanlar epik teknikle yapılan didaktik çalışma,
artık günlük medya ortamlarına yaptırılmaktadır.
Modernist
Parçalanma: Şok ve Sentez
Modernizmin
süreksizlik ilkesi -Eliot’un ses kolajı (“Yıkıntılarıma yasladığım bu parçalar”),[3] Joyce’un
stilistik “heteroglossia”sı, Woolf’un salınan içsellikleri- savaşa, kentleşmeye
ve teknolojik hızlanmaya birer yanıt niteliğindeydi. Ancak modernizm,
parçalanmışlığı içinde bile, genellikle daha yüksek bir sentez arayışındaydı: Biçimsel
birlik (Joyce), ruhsal örüntü (Eliot) veya fenomenolojik derinlik (Woolf). Bölünmüş
Gerçekçilik farklıdır: Sentez gerçekleşmez; bölünme, yaşamın biçiminin ta
kendisidir.
Postmodern
Meta-kurgu ve Meta-anlatıların Sonu
Postmodernizm, bölünmeyi
özdüşünümselliğe dönüştürmüştü. Barth’ın “tükenme” tezi, formları yiyip
bitirerek hayatta kalan bir edebiyatı duyurdu.[4] Pynchon’un
paranoyak dağılmaları ve DeLillo’nun medya doygunu düzyazısı, istikrarlı
referansları parçalar. Lyotard, epistemik atmosferi “meta-anlatılara karşı
inanmazlık” olarak özetler.[5] Baudrillard
için simülasyon, gerçekliğin yerine işaretleri koyar - artık taklit değildir,
“gerçekliğin yerine gerçekliğin işaretlerini koymak”tadır.[6]
Bu anlamda Bölünmüş
Gerçekçilik bu yaklaşımlara yakın durur ama ayrıdır. Postmodernizm oyun, pastiş
ve meta-kurguyu seçer. Bölünmüş Gerçekçilik ise keyfi olanı övmez; dikkatin
rutin olarak bölünmesini, oyunbaz ya da nötr olmayan platformlar tarafından
sürekli olarak yeniden bağlamsallaştırılmasını belgeler.
Medya Teorisi:
Montajdan Platformlara
Benjamin
dikkati dağılmış izleyiciyi öngörür. Film “dalgın incelemeci”yi eğitir;
montajın “şok”u yeni bir duyu organını şekilendirir.[7] McLuhan’ın
“medya mesajdır” aksiyomu, medyayı; formuyla (içeriğiyle değil) algıyı
şekillendiren ortamlar olarak yeniden tanımlar.[8] Lev
Manovich, yeni medyanın modüler, değişken ve veri tabanı odaklı olduğunu
gösterir; bu medya, doğrusal dizilimden çok seçimi ve yeniden birleştirmeyi
önceliklendirir.[9]
Hayles, “hiperdikkat” (hızlı görev değiştirme, çoklu akışlar) ile “derin
dikkat”i karşılaştırır ve kurumların gerilemeye üzülmek yerine yeni bir
bilişsel ekolojiyi tanımaları gerektiğini savunur.[10] Crary,
24/7 kapitalizmi; boş zamanın ortadan kaldırılması ve “duvarsız bir hapishane”
olarak tanımlar.[11]
Chun, alışkanlık haline gelen güncellemenin nasıl zamansal bir mantık oluşturduğunu
ayrıntılı olarak açıklar: “Aynı kalmak” için platformlar hep yenilenmek ve
kullanıcıların sürekli olarak kısmi mevcudiyetini sağlamak zorundadır.[12]
Bölünmüş
Gerçekçilik bu içgörüleri sentezler: Platformlar dikkati sürekli potansiyel bölünme
olarak düzenliyorsa, hayata sadık “gerçekçi” sanat yapıtı de bölünmeyiş süs
olarak değil, yapı olarak formalize etmelidir.
“Bölünmüş
Gerçekçilik”in Kısa Eleştirel Tarihi:
Edebiyat ve
Sanat Söylemlerinde Terimsel Kullanıma Genel Bakış
Bilimsel ve yarı-bilimsel literatür incelendiğinde, “Bölünmüş Gerçekçilik”
teriminin (henüz) sabitlenmiş bir kuramsal terimden çok, farklı toplulukların,
gerçekçi temsilin sık sık askıya alındığı, kırıldığı veya başka bir
anlamlandırma rejimi tarafından üzerinin örtüldüğü anları adlandırmak için
kullandıkları bir “tanımlayıcı” olduğu görülür. Bu ifade en tutarlı şekilde
film çalışmalarında, zaman zaman edebiyat eleştirisinde ve daha serbest bir
şekilde çağdaş resim söyleminde karşımıza çıkar ve burada genellikle benzer etiketlerle
(örneğin “bozulmuş gerçekçilik”) örtüşür. Aşağıda bu kullanımlar ele alınmakta,
daha yerleşik çerçevelere (Brecht’in bölünme teorisi; modernist “bölünme
estetiği”) olan yakınlıkları belirtilmekte ve anlamlara yönelik bir çalışma
haritası önerilmektedir.
Film ve Medya
çalışmaları: Montajdan “Yükseltilmiş, Bölünmüş Gerçekçilik”e
Terimin en açık
eleştirel kullanımlardan biri, Dušan Makavejev üzerine yapılmış sinemasever
akademik çalışmalardan gelmektedir. Benjamin Halligan, Raymond Durgnat’ın Senses
of Cinema için yazdığı WR: Mysteries of the Organism kitabını
incelerken, Makavejev’in belgeseli ve kurguyu bir araya getiren kolajını
“yükseltilmiş, bölünmüş gerçekçilik” olarak tanımlamaktadır.[13] Bu
estetik, gerçekçiliğin heterojen eklemelerle (propaganda filmleri, didaktik
sekanslar, cinsel eğitim filmleri) delindiği bir estetiktir ancak film için
temel olmayı sürdürür, film sürekli olarak buraya geri döner.
Daha sistematik
olarak, Alexandra Watson’ın (Cape Town Üniversitesi) “sapkın gerçekçilikler”
üzerine yazdığı yayımlanmamış doktora tezi, “süreklilik kurgusunun normlarından
sapma sonucu ortaya çıkan bölünmüş gerçekçiliği paylaşan” bir dizi eseri
tanımlamaktadır.[14]
Başka bir deyişle, gerçekçi “diegesis”, kurgu grameri düzeyinde (eksiltmeler,
süreksizlikler, eklemeler) kesintiye uğramakta ve “içine alma” ile bölünme
arasında gidip gelen melez bir mod oluşturmaktadır. Watson tezinin girişinde bu
bölünmeleri hem biçimsel (kurgu sapmaları) hem de algısal (izleyicinin bölünme
deneyimi) olarak değerlendirir ve bunları Buñuel’in sonraki filmleri ve Neil
Jordan’ın çalışmalarıyla birlikte ele alır.
Film eleştirisi
kullanımlarında “bölünmüş gerçekçilik”, genellikle politik veya epistemik hedefler
içeren karşı modlar (belgesel kolaj, deneme tarzı anlatım, yorumlamacı
eklemeler) tarafından tekrar tekrar bozulan gerçekçi bir alt tabakayı ifade
eder: Bölünmeler, “gerçek”in kurgusal yapısını ortaya çıkarırken,
okunabilirliğini de korur. Bu küme, Brechtçi montaj ve bölünme yoluyla
yabancılaşma gibi modernist stratejilerle yankı bulur.
Edebiyat Eleştirisi:
Güçlü Kavramsal Arka Plan, Dağınık Kullanım
Edebiyat
çalışmalarında, “bölünmüş gerçekçilik” ifadesi seyrek görülür. Nicholas
Robinette’in Realism, Form, and the Postcolonial Novel adlı kitabının
bir incelemesi, kitapta kullanılan terimler arasında “deneysel gerçekçilik, bölünmüş
gerçekçilik veya epistemolojik gerçekçilik”i sıralar ve bağlamsallaştırma
eksikliğini nazikçe eleştirir; bu da, bu etiketlerin kodlanmış bir ekole işaret
etmediğini, daha ziyade sezgisel olarak kullanıldığını gösterir. (İncelemenin
“yeterli bağlamsallaştırma olmadan ortaya çıkar” şeklindeki ifadesi, terimin
kanonik olmayan statüsünü ortaya koyar.[15]
Buna karşın
gerçekçilikte ya da gerçekçiliğe karşı bölünme konusundaki kuramsal temel,
başka bir terminoloji kullanılmasına rağmen sağlamdır. En belirgin örnek,
Ástráður Eysteinsson’un “Gerçekçilik, Modernizm ve Bölünme Estetiği” başlıklı
uzun makale, modernist yazının şoklar, bölünmeler ve biçimsel süreksizlikler
yoluyla gerçekçi şeffaflığı nasıl kesintiye uğrattığını inceler ve bölünmeye
edebiyat tarihinde sadece betimleyici değil, kavramsal bir rol verir.[16]
Eysteinsson, “bölünmüş gerçekçilik”i sıradan bir etiket olarak değil, daha
fazlası olarak ele almak için en zengin çerçeveyi sunar: Bölünme, anlatı
dikkatini ve okuyucu tepkisini yeniden düzenleyen bir prosedür olarak kuramsallaştırılır.
Bir bütün
olarak ele alındığında, literatürde “bölünmüş gerçekçilik” kavramının, gerçekçi
metinlere düzenli olarak denemesel, belgesel, meta-kurgusal veya lirik
kesintiler ekleyen, kullanışlı ve standart dışı bir açıklama işlevi gördüğü anlaşılmaktadır.
Edebiyat kuramındaki kavramsal meşruiyeti, bu ifadenin sıklığından çok,
modernist (ve postmodern) bir işlem olarak bölünmeye ilişkin iyi ifade edilmiş
açıklamalara yakınlığından kaynaklanmaktadır.
Öncüller ve Benzerler:
Brecht ve Kesintinin Kodifikasyonu
Bölünmeyi bir
teknik olarak adlı adınca normalleştiren bir gelenek varsa, o da Brecht’in epik
tiyatrosudur. Brecht’in pratiği ve kuramı, sürükleyici özdeşleşmeyi önlemek ve
eleştirel izlemeyi harekete geçirmek (Verfremdungseffekt) için “bölünme”leri
(donmalar, altyazılar, şarkılar, yeniden çerçevelemeler) öncelikli kılar.[17]
Britannica’nın özeti açıktır: Epik tiyatro “genellikle hikayeyi keserek
izleyiciye doğrudan hitap eder.”[18] Walter
Benjamin’in Understanding Brecht adlı eseri de, eylemleri epizodik
olarak çerçeveleyen kesintilerin geciktirici işlevini vurgular.[19] Bu
kaynaklar “bölünmüş gerçekçilik” ifadesini kullanmasa da bölünmeyi,
performansın içinden gerçekçiliğe (ve natüralist tiyatroya) etki eden biçimsel
ve politik bir strateji olarak kesin bir şekilde kodlamaktadırlar.
Bu Brechtçi
arşiv, daha sonraki eleştirmenlerin; gerçekçi yüzeylerin başlıklar, belgesel
ekler, didaktik açıklamalar veya montajlarla sık sık kesintiye uğradığını
gördüklerinde neden “bölünmüş gerçekçilik” gibi bir ifadeye kolayca
başvurduğunu açıklamaktadır: İfade yeni olsa da yöntem klasiktir.
Çağdaş Sanat Söylemi:
Resimsel Öz Tanımlama ve Harekete Yakın Kullanım
“Bölünmüş
gerçekçilik” teriminin en serbest dolaşımı resim alanındadır - genellikle
akademik sanat tarihinden çok sanatçı açıklamalarında ve sergi eleştirilerinde
karşımıza çıkar. Örneğin ressam Ariane Luckey, kazıma ve sadeleştirme yöntemini
“geriye kalanları” bırakarak “kişisel bir bölünmüş gerçekçilik sağlamak” olarak;
bulanıklık, aşınma ve eksikliğin temsili birikimi kesintiye uğratmasına izin
veren bir yol olarak tanımlar.[20] New
American Paintings dergisinde yer alan Jered Sprecher hakkındaki eleştiri
de benzer şekilde “‘Memory Device’ın bölünmüş gerçekçiliği”ni över ve bu
ifadeyi, göstergesel detaylar ile desen/soyutlama arasındaki yerleşimsel
salınımı tanımlamak için kullanır.[21] “Illustration
Art” blogu, figüratif tasvirin aynı tuvalde resimsel illüzyonu reddeden yüzey
izleriyle bir arada var olduğu bir eğilim için eleştirmenlerin icat ettiği
“discombobulation” (karışıklık), “Kanevskyfication” (Kanevskyleştirme) ve
“interrupted realism” (bölünmüş gerçekçilik) terimlerine dikkat çeker.[22]
Bu daha gevşek
ekosistem, küratörlük/yayıncılık alanında “disrupted realism” (engellenmiş
gerçekçilik) olarak yerleşiklik kazanmış bir kategoriyle “bölünmüş
gerçekçilik”in birbirleriyle eşanlamlı gibi kullanılmasını da açıklamaktadır
(John Seed’in Disrupted Realism: Paintings for a Distracted World adlı yapıtı,
hafıza/teknoloji etkileri sonucundafigürasyonlarını değiştiren 38 ressamı
incelemektedir).[23]
Bu iki etiket tanım olarak büyük oranda örtüşse de, “engellenmiş” terimi
genellikle çağdaş bir akımı tanımlamak için kullanılırken, “bölünmüş” terimi
bir ekolün özel adı olmaktan ziyade algılama ve yaratma ritmini (dur-başla,
gizle-açığa çıkar) ifade eder.
Çeşitli Erken Referanslar
“Bölünmüş
gerçekçilik” ifadesi tiyatro eleştirilerinde de zaman zaman karşımıza çıkar -
1965 yılında BG News’de yayımlanan, Blood Wedding adlı bir kampüs
prodüksiyonunun “Interrupted Realism” başlıklı eleştirisi buna bir örnektir,
ancak bu tür örnekler, terminolojik önerilerden çok manşet retoriği gibi okunmalıdır
(teorik dayanaklardan çok etimolojik ilginçlikler olarak yararlıdırlar.)[24]
Anlamları Haritalandırmak
Bu alanların
hepsinde aile benzerliği açıktır:
Sinematik
kullanım (en güçlü): Karşı modlar (belgesel, propaganda ekleri, öğretici
pasajlar, fantezi) veya süreklilikten sapmaların düzenlenmesiyle bozulan
gerçekçi bir temel; bu etki, “içine alma” ve eleştiri arasında gidip gelir
(Makavejev; Buñuel/Jordan in Watson).
Edebi kullanım
(dağınık): Gerçekçi kurgu içindeki melezlik veya düşünümsellik için bir etiket
niteliği taşır; kuramsal olarak “bölünmüş gerçekçilik” adlı kanonik bir
kategori yerine modernist “bölünme estetiği” ile desteklenir.
Resimsel
kullanım (popüler): Kısmi bir uzlaştırım ifadesidir - illüzyonu terk etmeden
onu kesintiye uğratan silmeler, silintiler veya grafik katmanlarla bir arada
var olan figürler (Luckey; Sprecher; Kanevsky’ye yakın uygulamalar) söz
konusudur.
Burada farklı
olan, bölünmenin işlediği düzeydir: Filmde kurgusal/zamansal; edebiyatta anlatısal/denemesel;
sanatta resimsel/yüzeysel. Kullanımları birleştiren şey, gerçekçiliğin
atılmamasıdır; gerçek düzenli olarak durdurulur, yeniden çerçevelenir veya
başka bir kodla çarpışır - derin Brechtçi öncülü olan bir duruştur bu.
Kuram Oluşturma
Değerlendirmesi
Sonuç olarak “bölünmüş
gerçekçilik” çeşitli alanlarda referansları görülen, kullanılabilir bir
kavramdır ancak kanonik bir tanımı yoktur. Film çalışmaları en açık
kullanımları sunarken, edebiyat çalışmaları güçlü benzer kuramlara
(Eysteinsson; Brecht/Benjamin) sahiptir, ancak tam olarak bu etiket altında
standartlaştırılmış terminolojiye pek rastlanmaz. Sanat eleştirisinde, terim
betimsel olarak üretkendir, ancak aynı zamanda geçirgendir ve “engellenmiş
gerçekçilik”e doğru kaymaktadır.”
Bu terimi
sabitlemek isteyenler için (örneğin çağdaş, ekran-doygun algı teorisinde),
tarihsel kaynaklar mevcuttur: Brecht’in kodlanmış bölünmeleri (altyazılar,
şarkılar, donmalar) ve edebi bir prosedür olarak modernist bölünme
(Eysteinsson) gerçekçi bir ufku korurken zamansal, söylemsel ve yüzeysel bölünmeleri
kapsayan sıkı bir tanımın temelini oluşturabilir.
(Cihaz Olarak Değil) Ontoloji Olarak Ekran
Akıllı telefon,
cepte taşınan basit bir dikdörtgen değildir. Somutlaşmış zamanı bölünebilir
aralıklar alanına dönüştüren zamansal bir operatördür. Bir bildirimin olasılığı
bile şimdiki zamanın fenomenolojisini değiştirir: Paralel, dengeli bir akış
oluşturur. Sonuç, çift-zamanlı bir bilinçtir: Bir yanda bedenleşmiş akış (kahvenin
sıcaklığı, sokak gürültüsü, birinin sesi) dururken, diğer yanda ekran akışı,
yani ihlal etmek üzere algoritmik olarak sıraya girmiş, gizil “bir sonraki” şey
(mesaj, uyarı, klip, manşet) vardır.
Bölünmüş
Gerçekçilik bu çift-zamansallığı temsil eder. Teknikleri arasında şunlar
bulunur: (1) müdahaleler (metin dışı görseller, zaman damgaları, akışlar),
(2) melez formatlar (imgeler, videolar, “gönderiler”, şarkı
parçaları), (3) değişken sesler (konuşma dili ↔ kuramsal dil) ve (4) parçalı
sahne akışları - bunların bölünmeden sonra yeniden başlaması anlatıyı asla
tam olarak yeniden dengeleyemez.
Öncülleri Olan Bir Tipoloji
Edebi Öncüller
David Foster
Wallace, Infinite Jest (1996).[25] Wallace’ın
meşhur dipnotları, okumayı yinelemeli bir gidip gelmeye yönlendirerek, daha tarayıcılar
bunu normalleştirmeden önce sekme atlamayı simüle eder. Kitabın meta altyapısı,
bilişsel çıkıntıyı modeller: Her zaman başka bir referans, danışılacak başka
bir “pencere” vardır. Bölünmüş Gerçekçilik, bunu basım deneyi olmaktan çıkarıp
ortam koşulu haline getirir.
Mark Z.
Danielewski, House of Leaves (2000).[26]
Tipografik yönelim şaşırtmaları (döndürülmüş sayfalar, dağınık notlar, metinsel
tüneller) kodeks içinde bölünmeyi somutlaştırır. Gövdeyi biçime uymaya zorlar (sağdan
sola çevir, baş aşağı çevir, ara), arayüzlerin dikkat koreografisini nasıl
gerçekleştirdiğini öncesinden gösterir.
Jennifer Egan, A
Visit from the Goon Squad (2010).[27]
PowerPoint bölümü, iş yazılımlarının anlatısal ifadeyi nasıl ele geçirdiğini
ortaya koyar. Roman, formatların sızdırdığı bir dünyayı duyurur, medyalar arası
geçişleri yansıtır.
Diğer basılı
örnekler: Jonathan Safran Foer’in Tree of Codes (kalıp kesim silmeler)
ve Abrams/Dorst’un S. (paralel hikaye olarak kenar notları) çoklu
okumayı dramatize eder, ancak bu, gündelik ontoloji değil, ustaca yaratılmış
anomaliler olarak yapılır.
Sinematik Öncüller
Jean-Luc
Godard. Pierrot le Fou (1965) ve daha sonra Goodbye to Language’da
(2014) Godard sloganlar, jingle’lar ve gerçeklikten uzak 3D ile anlatıyı
kesintiye uğratır; sinemanın deneme niteliğinde bir kolaj olması gerektiğini
ısrarla savunur - bu, uyutulmama konusunda erken bir pedagoji örneğidir.
Michael Haneke,
Funny Games (1997/2007). Karakterler kameraya hitap ederek dördüncü
duvarı yıkar ve izleyiciyi suçlar. İzleyici, mesafenin sunduğu korumayı kaybeder
– bu da izleyicilerin görünür olduğu bir sosyal medya çağını öngörür.
“Screenlife”
filmleri (Unfriended, Searching). Anlatı masaüstlerinde gelişir; anlatısal
alan arayüzdür. Bu filmler, ekranın oda olduğu ve her sahnenin mizansenine bölünmelerin
dahil edildiği bir dünyayı ifade eder.
Kiarostami, von
Trier ve melez formlar. Kiarostami’nin Close-Up filmi (1990) belgesel
ile kurguyu birleştirir; von Trier’in The Five Obstructions filmi (2003)
ise kısıtlamayı bölünmenin itici gücü haline getirir. Öncüllerin ortak noktası,
bölünmeye yol açan dürtünün uzun bir geçmişe sahip olmasıdır; günümüzde bu
dürtü altyapıya dönüşmüştür.
Vaka Çalışması: Cem Akaş - Sözcüklerin Anlamı[28]
Akaş’ın Sözcüklerin
Anlamı başlıklı romanı, çağdaş Türk kurgusunda Bölünmüş Gerçekçilik’i
dikkat çekici bir şekilde sürdüren bir yapıttır. Romanın ana teması -İstanbul’da
Demir ve Duru arasındaki ilişki- kısa aforizmalar, sözde akademik mini
denemeler, akış parçaları, şarkılar, güncel mikro yorumlar, fotoğraflar ve
videolarla sürekli olarak kesilir. Burada önemli olan nokta, bunların bölümler
arasındaki dekoratif “kesme”ler olmamasıdır; bunlar sahnelere nüfuz eder ve
okuyucunun dikkatini baştan sona yeniden odaklar. Sonuç, günlük yaşamla yapısal
olarak izomorfik olan bir okuma deneyimidir: Bölünmemiş bir anlatı akışında
kalamazsınız, yaşadığınız gibi okursunuz — bölünmeyi entegre ederek.
Büyük Bölünme:
Dünya Çapında Elektrik Kesintisi, Dünya Çapında Akış
Romanın
başında, üç gün süren küresel elektrik kesintisi romanın makro bölünmesi haline
gelir: Olayın nedeni, çok çeşitli söylenti ekolojileri (devlet komplosu, güneş
anomalileri, “uzaylılar”) doğurur. Elektrik kesintisi sadece bir olay örgüsü
değildir, bir tür medya ontolojisi alegorisi işlevi görür - devasa bir anahtar
açılıp kapatılır ve ardından varsayımlara dayalı akışlar (kuramlar, gözetim
parçacıkları, “viral” açıklamalar) çoğalır. Bu çoğalmalar, düz yazıda iç içe
geçmiş kayıtlar olarak görünür: sahte haber tonu, felsefi notlar, alaycı yan
yorumlar, lafazan “gönderi”ler.
Mikro Bölünmeler:
Aforizma, Slogan, Şarkı, Gönderi, Görüntü
Anlatı boyunca,
genellikle tipografik olarak kaydırılmış tek satırlık özdeyişler yer alır —
“Mutluluk bir tutumdur” veya “Dayanışma > Adalet” veya “aracı taktikleri”
gibi. Bunlar kısa biçimli gönderiler gibi işlev görür - az önce okuduğunuz veya
okumak üzere olduğunuz sahneyi yeniden çerçeveleyen “tweet” uzunluğunda
araya girme ifadeleridirler. Şarkılar (örneğin, lvbel c5, Sagopa Kajmer, no.1
& Melek Mosso) gerçekçi akışı sesli memetik anılarla delik deşik eder ve
TikTok’un görüntüden kancaya geçişini taklit eder. Yarattığı etki, konudan
sapma değil, eşzamanlı kanallar gibidir - sanki kitabın “bir kulaklığı takılı”dır.
Paratekstüel
Ansiklopedizm: Sahte Girişler ve Mini Denemeler
Kitap, düzenli
olarak ansiklopedik maddeler (“Vücut Kıllarının Kökenleri”), sahici görünümlü
sahte politika notları (“Devletin ayakkabıyla mesafeli ilişkisi”), spekülatif
sosyo-ekonomi ve mikro tarihler sunar. Bunlar denk getirilmiş süslemeler
değildir; okurun dikkatini daha geniş sistemlere -hukuk, bürokrasi, altyapı-
yönlendirip ardından tekrar Demir-Duru’ya döndürürler. Bu değişim, çağdaş
yaşamı tanımlayan içe kapanık odaklanma ve sistemik gürültü arasındaki bilişsel
geçişi yeniden üretir.
Nesne Montajı
ve Hafıza Mimarisi
Tekrarlanan bir
sahnede Duru, uzun bir masaya tarihi efemeralar (1920’lerden bir şapka, savaş
karne kartı, Eurovision kostümü, Ecevit’in mavi gömleği, Demirel’in şapkası,
eski banknotlar, otobüs biletleri, oyuncak arabalar vb.) dizmektedir. Soluk
kesici tek bir liste halinde sunulan bu envanter, isimlerle bir montaj yaratır.
Bu liste, müze benzeri bölünmüş bir gerçekçilik ortaya koyar: Görünüşte
gerçekçi bir oda, bir arşiv arayüzüne dönüşür. Göz artık tek bir nesne üzerinde
durmaz, algoritmik komşuluk (neden bu komşular?) ile örtük yorumlara yol
açan bir dizi nesnenin üzerinde gezinir. Sahne gerçekçidir, ancak deneyim
dijitaldir: Odaklanma yerine seçim ve tarama.
Dil Oyunları:
“Aşk Sözlüğü” ve Özel Protokoller
Romanın
ortasında Demir ve Duru özel bir sözlük (“Aşk Sözlüğü”) geliştirir: Sözcük
türetmeleri (“epermek”), anlamsal değişimler (örneğin günlük sözcüklerin
tersine çevrilmesi) ve çifte özgü bir protokol oluşturan yeniden yazımlar
görülür. Bu sadece bir kapris değildir; platformların kendine özgü kodlar
(emojiler, çıkartmalar, iç şakalar, “meme” şablonları) aracılığıyla ilişkisel
yapıyı nasıl şekillendirdiğini alegorik olarak sergiler. Buradaki bölünmeler
kişisel niteliktedir: Sevgililer, toplumsal düzlemde paylaşılan kodu aralıklı
olarak değiştiren paralel bir dil kullanırlar. Okur, uygulamalar ve gruplar
arasında olduğu gibi, bu dili öğrenmeli ve sürekli bağlamdan bağlama
sıçrayabilmelidir.
Somutlaşmış
Kriz ve Ekran Rahatlığı
Canlı bir sahne:
Demir gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırılır ve bu olay somatik bir
aciliyetle (korku, fiziksel aşağılanma) anlatılır. Sahne, alaycı bir üslupla ve
memetik bir tonla bağlantılanır - hastalık ve akış sesi birbirine nüfuz eder.
Roman, bedenin ve arayüzün ayrılmasını reddeder; gerçekçiliği, iki akışın
karşılıklı kirlenmesidir.
Dikkat
Ekolojisi Olarak Sokak Siyaseti
Metin, sokak
toplantılarının, polis müdahalelerinin, göz yaşartıcı gazın ve siyasal
söylentilerin sahnesidir - bunlar teslimat uygulamaları, pizza siparişleri ve
platform lojistiği ile yan yana durur. Metin, çok modlu bir not defteri gibi
okunur: Protesto sloganları, politika parçacıkları, Telegram tarzı fısıltılar
ve kişisel yorumlar bir aradadır. Böylece gerçekçi betimleme, medya dolaşımının
izleriyle iç içe geçer. Siyaset, bir dikkat ekolojisi olarak ortaya çıkar: Kim,
kimi, ne zaman ve ne kadar güçle bölebilir?
Neden Bölünmüş
Gerçekçilik (ve Sadece Postmodernizm Değil)
Biçimsel
olarak, kitabın bölünmeleri metatekstüel göz kırpmaları veya ironiler değil,
fenomenolojik taahhütlerdir. Sahne ve parça, samimiyet ve gönderi arasındaki
salınım, yazarın süslemesi değil, akışlar arasında yaşanan yaşamın asgari
gerçekçiliğidir. Yapıt böylece bu makalenin tezini doğrulamaktadır: Bölünme,
temsili zayıflatmak için seçilen bir araç değil, temsilin koşuludur. Okuyucu,
romanı bir günü deneyimlediği gibi deneyimler: Okuma anında gerçekleştirilen çift
zamanlı sentez zaten günümüz yaşamının formudur.
Bölünmüş Gerçekçiliğin Şiirselliği: Araçlar ve Etkiler
Kuramsal bir sözcük
dağarcığını pekiştirmek için, tekrar eden beş araç ve bunların bilişsel
etkileri sunulabilir:
1.
Parça
Ekleme (Shard Insertion): bir ila üç
satırlık aforizmalar, sloganlar, lirik kancalar. Etki: dikkati
sıfırlamak; yanal çağrışımı tetiklemek; “gönderi” ritmini simüle etmek.
2.
Biçim
Melezliği (Formal Hybridity): kurgusal
“gönderiler”, sohbet parçacıkları, gerçeğe öykünen politika notları, sözde “tweet”ler.
Etki: format değiştirme; okuru, görmeden arayüzü çıkarsamaya alıştırır.
3.
Montaj
Listesi (Montage-List): isim dizileri,
numaralandırmalar, nesne beslemeleri, envanterlenmiş sahneler. Etki:
tarayarak okuma; derinlikten çok seçimi ve yan yanalığı ön plana çıkarır.
4.
Ses
Salınımı (Register Oscillation): konuşma dili ↔
kuramsal dil, samimi ↔ sistemik. Etki: bağlam değiştirme maliyeti;
kodlar arası sentez çalışmasını dramatize eder.
5.
Sahne
Sürekliliğinin Kırılması (Broken Scene Continuity): asla tam olarak stabilize olmayan ve hep başka bir moda kayan sahneler.
Etki: bitmemişlik; tam anlamıyla içine almanın/girmenin imkansızlığını
hissettirir.
Akaş’ın romanı
bu beş aracı yoğun bir şekilde ve dönüşümlü olarak kullanır. Önemle belirtmek
gerekir ki tekrar, fazlalık değildir; kitabın bölünmeye alışmayı nasıl modellediğini
göstermektedir.
Etik ve Politika: Maruz Kalma ve Özen Olarak Bölünme
Bölünme
genellikle dikkatin bozulması olarak, hayıflanılacak bir şey gibi görülür.
Ancak Brecht’in bildiği gibi, akışı kesmek etik bir güç oluşturabilir: İllüzyonun
mekanizmasını ve normların şiddetini ortaya çıkarır. Bölünmüş Gerçekçilik,
yapısal güçleri hissettirerek gerçekçiliği yeniden siyasallaştırabilir - sadece
ifşa yoluyla değil, okumanın kinestetiği yoluyla da. Bir koddan diğerine
geçmenin, yarıda bırakılana geri dönmenin, samimi ve sistemik talepleri
uzlaştırmanın maliyeti hissedilir.
Bunun yanı sıra
romandaki çiftin kendilerine ait sözlüğü ve samimiyet anları (kahve, köpekler, söz
şakaları) bir karşı etik önerir: Bölünme fırtınası içinde bir başkasına
dikkatini vermeyi sürdürmek. Bölünmüş Gerçekçilik böylece mikro sığınaklar
sahneleyebilir - dünyadan kaçış değil, dünya içinde ilgiyi sürekli tutma pratiğidir.
Metodolojik Sonuçlar
Anlatı kuramı açısından
Bölünmüş Gerçekçilik, olay örgüsü/biçimcilikten dikkat biçimciliğine bir dönüşü
teşvik eder: Yapıtların algısal geçişleri, bellek tamponlarını ve devam
işaretlerini nasıl koreografik olarak düzenlediğini öne çıkarır. Medya
çalışmaları için, görünüşte “basılı” yapıtların içindeki format işaretlerinin
analizini teşvik eder; romanlar artık arayüz taklitçileridir. Karşılaştırmalı
edebiyat açısından Bölünmüş Gerçekçilik, kültürler arası yakınsamaları
vurgular: Farklı diller ve pazarlar, aynı ontolojik koşulu biçimlendirmek için
farklı araçlar icat edebilir.
Sonuç: Platformlardan Sonra Gerçekçilik
Klasik gerçekçi
roman, burjuva içselliğiyle; bölünmüş gerçekçi roman ise platformlaştırılmış
dikkatle ortaya çıkar. Amaç, dikkat dağınıklığını fetişleştirmek ya da kaybolan
uyumun yasını tutmak değil, halihazırda sürdürdüğümüz çift zamanlı yaşamı
belgelemektir. Cem Akaş’ın Sözcüklerin Anlamı adlı yapıtı, şu soruya
biçimsel olarak tutarlı bir cevap sunmaktadır: Ekrandaki akış ihlal etmeyi
hep sürdürürse gerçekçilik ne hale gelir? Romanın önerdiği yanıt, pes etmek
değil, tanımaktır: Süreğen “coitus interruptus” koşullarında anlam yaratmak
için yeni bir poetika gereklidir.
Çeviri: Adnan Abalı
[1] Bertolt
Brecht, Brecht on Theatre: The Development of an Aesthetic, haz. John
Willett (New York: Hill and Wang, 1964), 91.
[2] Brecht, Brecht
on Theatre, 71.
[3] T.
S. Eliot, The Waste Land (New York: Boni and Liveright, 1922),
l. 430.
[4] John
Barth, “The Literature of Exhaustion,” Atlantic Monthly 220,
no. 2 (1967): 29–34.
[5] Jean-François
Lyotard, The Postmodern Condition: A Report on Knowledge, çev.
Geoff Bennington ve Brian Massumi (Minneapolis: University of Minnesota Press,
1984), xxiv.
[6] Jean
Baudrillard, Simulacra and Simulation, çev. Sheila Faria Glaser
(Ann Arbor: University of Michigan Press, 1994), 2.
[7] Walter
Benjamin, “The Work of Art in the Age of Mechanical Reproduction,” Illuminations
içinde, haz. Hannah Arendt, çev. Harry Zohn (New York: Schocken Books, 1969),
239.
[8] Marshall
McLuhan, Understanding Media: The Extensions of Man (New York:
McGraw-Hill, 1964), 7.
[9] Lev
Manovich, The Language of New Media (Cambridge, MA: MIT Press,
2001), özellikle 27–48 (dijital temsil, modülerlik, otomasyon, değişkenlik).
[10] N.
Katherine Hayles, “Hyper and Deep Attention: The Generational Divide in
Cognitive Modes,” Profession (2007): 187–199.
[11] Jonathan
Crary, 24/7: Late Capitalism and the Ends of Sleep (Londra:
Verso, 2013), 9.
[12] Wendy
Hui Kyong Chun, Updating to Remain the Same: Habitual New Media (Cambridge,
MA: MIT Press, 2016), 1–18.
[13] Benjamin Halligan, “WR: Mysteries of the Organism by Raymond Durgnat,” Senses of Cinema 11 (Aralık 2000), çevrimişçi. Halligan Makavejev’s montajını “a yükseltilmiş, bölünmüş bir gerçekçilik” olaqrak niteler.
[14] Alexandra Watson, Deviant Realisms and the Cinematic Representation of the Transgressed Body (Yayımlanmamış doktora tezi., University of Cape Town, 2017), özellikle “Sunuş”: “süreklilik kontrolünün normlarından ayrılmayla ortaya çıkan bölünmüş bir gerçekçiliği paylaşan filmler.”
[15] Eleştiri: Nicholas Robinette, Realism, Form, and the Postcolonial Novel (Palgrave Macmillan, 2014), Cambridge Journal of Postcolonial Literary Inquiry (2016) içinde; “deneysel gerçekçilik, bölünmüş gerçekçilik, ya da epistemolojik gerçekçilik” gibi terimlerin varlığına dikkat çeker.
[16] Ástráður Eysteinsson, “Realism, Modernism, and the Aesthetics of Interruption,” The Concept of Modernism (Ithaca, NY: Cornell University Press, 1992) içinde, 179–242.
[17] “Interruptions
(epic theatre),” Brechtçi teknik geleneğinde bölünmelere genel bakış ve
alıntılar. Wikipedia.
[18] “Epic Theatre,” Encyclopaedia Britannica, formun ana unsuru olarak izleyiciye doğrudan seslenme ve kasıtlı bölünmeleri sayar.
[19] Walter Benjamin, Understanding Brecht (çev. Anna Bostock; London/New York: Verso, 1983), özellikle bölünmelerin ve epizodik çerçevelemenin geciktirici işlevi hakkında.
[20] Ariane
Luckey, “Artist’s Statement,” silme/sadeleştirme’nin “kişisel olarak bölünmüş
bir gerçekçilik yaratması”nı ele alır. www.arianeluckey.com/about
[21] Steven
Sergiovanni, “Pattern Recognition: Jered Sprecher at Jeff Bailey
Gallery,” New American Paintings blog (2012), Memory Device’ta
görülen bölünmüş gerçekçilik tanımlanır. www.newamericanpaintings.com.
[22] Illustration
Art blog (2019), (Kanevsky tarzı karışık figüratif/soyut resim
eğilimleri hakkında eleştirmenlerin “bölünmüş gerçekçilik” benzeri terimler
türetmesi hakkında bir yorum silsilesi. www.illustrationart.blogspot.com.
[23] John
Seed, Disrupted Realism: Paintings for a Distracted World (Schiffer
Publishing, 2019); yayıncının notu, bu eğilimi çağdaş bir akım olarak konumlar.
www.schifferbooks.com.
[24] Erken dönem haber referansı için bkz. BG News (BGSU), “Interrupted Realism,” 10 Aralık 1965 (arşiv). www.lib.bgsu.edu.
[25] David
Foster Wallace, Infinite Jest (Boston: Little, Brown, 1996).
[26] Mark
Z. Danielewski, House of Leaves (New York: Pantheon, 2000).
[27] Jennifer Egan, A Visit from the Goon Squad (New York: Alfred A. Knopf, 2010).
[28] Cem
Akaş, Sözcüklerin Anlamı (İstanbul: Can, 2025).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.