13.5.11

bir yoshimoto banana vardı...

dolabı karıştırırken bunu buldum, vaktiyle çevirmişim: banana yoshimoto, "k.n.".

 
Sarao Takase hakkında ne biliyordum? Amerika’da yaşamış mutsuz bir Japon yazarı olduğunu, kafası çok bozuk olmadığında da kurgusal metinler yazdığını biliyordum. Kırk sekiz yaşındayken kendi canına kıydığını; ayrıldığı karısından iki çocuğu olduğunu; öykülerinin Amerika’da tek bir cilt halinde yayımlandığını ve birkaç ay boyunca popüler olduğunu da biliyordum.

                Kitabın adı K.N.’ydi. ve içinde doksan yedi öykü vardı. Hepsi oldukça kısa ve dağınık anlatımlıydı, eskizlere benziyorlardı. Takase’nin, uzun bir anlatıyla uğraşacak sabrı yoktu. Eski erkek arkadaşım Shoji sayesinde tanımıştım onu. Sjoji, Takase’nin doksan sekizinci öyküsünü bulmuş, Japoncaya çeviriyordu.

Sıcak bir yaz gecesi kamp ateşinin çevresinde oturup birbirinize ardı ardına hayalet hikayeleri anlatırsanız, yüzüncü hikayeye geldiğinizde mutlaka gizemli birşey olacağını söylerler ya, işte geçen yaz benim başıma gelen de buydu. Bu yüzüncü hikayelerden birini yaşadım; tam da havanın yoğun ve sıcak olduğu, mavi yaz göğünün sizi emecekmiş gibi durduğu bir zamandı. Geçen yaz başıma gelenleri size anlatayım bari.

devamı için tıklayınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.