10.8.10

bu iş YAŞ - kurumsal özerklik

evet, tabii, ordu bir devlet kurumu ve yürütmenin denetimine tabi. evet, tabii, ordunun siyaset yapmak gibi bir görevi ve hakkı yok. evet, tabii, hükümet hakkında karşı propaganda yapmak (nihayetinde hükümeti devirmeye çalışmak) suçundan ötürü soruşturulan generallerin kariyeri hakkında hükümet son söze sahip olmalı, hatta bu generaller bizzat hükümet tarafından görevden alınmalı.

bunları söyledikten sonra, bir şey daha söylemek gerek. yürütme erkinin, askeri erk karşısındaki bu son galibiyetine -haklı olarak- sevinenler, yarın örneğin üniversite özerkliği konusunda tutarlı bir tutum sergileyebilecek mi? devletin ordusunun başı ne kadar devlet memuruysa, devletin üniversitesinin başı da o kadar devlet memuru değil mi? üniversitenin özerkliğini istenir kılan ilke, ordunun özerkliğini de istenir kılmaz mı? ordunun kendi başına bir devlet olması bir tehlikeyse, ordunun bizzat yürütme tarafından siyasallaştırılması da bir tehlike değil mi (çünkü ordunun kendi kendine siyasal görev atfetmesi, siyasallaşmanın tek biçimi değil)?

orduya bayıldığımdan ya da militarist olduğumdan filan değil. kantarın topuzu, diyorum.

1 yorum:

  1. üniversite, özerkliği ne için kullanır? ordu, özerkliği ne için kullanır? üniversitenin özerkliğinin onu siyasetten koruması beklenirdi. 28 şubat'ta üniversitenin özerkliğini siyaset yapmak için kullandığını gördük. hem de ne siyaset! politika üretemeyecek kadar yeteneksiz üniversitelerin sözde laikliğe arka çıkmak için yaptıklarına bir bakmak bile üniversite özerkliğinin türkiye'de bilimsel gelişmeler için kullanılamadığını gösteriyor. özerkliği ile ikna odaları açanların bilimsel gelişime ne kadar önem verdiklerini anlıyoruz: psikolojinin nimetlerinden faydalanarak kişilerin kararlarını, tercihlerini değiştirebileceklerini düşünüyorlardı. elbette tüm üniversiteler yapmadı bunu.

    peki ya ordunun özerkliği? ordu bugün türkiye'deki en köklü kurum. devletten eski, devleti inşa edenlerin yetiştiği yer. böyle bir kurum, devlete sahip çıkmak istediğini, onu sürekli kontrol etmek istediğini her fırsatta gösteriyorsa, bu kurumun özerkliğini savunabilir miyiz?

    gerçi kimi kimden koruyoruz, devletin ne kadar umurunda bireyin özel hayatı? devleti yönetenlerin tam bir sivil algı ile politika üretebildiklerini gördük mü hiç? görebilecek miyiz?

    evet, bu iş yaş, en sıkıcı olan da bu: devlet ile ordu arasında bir bakış açısı farkını tartışılmaz netlikte görememek. birilerinin devletin ancak bir çamaşır makinesi kadar kutsal olduğunu devlete sahip çıkanlara hatırlatması gerek.

    YanıtlaSil

adınızın görünmesini istiyorsanız ama google hesabınız yoksa lütfen yorumunuzun sonuna adınızı ekleyin.